Yazdırma tarihi : 16.01.2025

Ana muhalefet ne yapmali!

Tarih: 3.10.2011 19:48:19


Basligi öyle yazmama karsin, asil kastim, “CHP Genel Baskani ne yapmalidir.”
 



Çünkü özellikle Tayyip Erdogan Basbakan oldugundan bu yana kamuoyunun hatta halkin gözü artik sadece liderlerin üzerindedir. Gerçi, 1980 sonrasi küresellesme dünyaya hâkim olali beri Avrupa’nin küçük boyuttaki demokrasileri disinda, hemen her yerde ayni durum yasaniyor ya. Ayrica, bir gerçek daha var ki, Türkiye’mizde iktidarin degismesi için seçmenin gözünde, ana muhalefetin “ne yaptigindan” daha çok, iktidarin “ne yapmadigi” agirlik tasiyor. Yine son kirk yilin seçim sonuçlari dogru degerlendirildiginde, iktidardaki liderin seçim kaybinin asil nedeninin, “as ve is konusunda halkin güvenini yitirmesi” oldugu gerçegi görülür. Ekonomik basarisizlik demiyorum. Kamuoyu ya da ülkenin ekonomik durumu da demiyorum. Halkin as ve is konusundaki güveni diyorum. Örnegin, 2000’deki ekonomik çöküsün sorumlusu Ecevit degildi. 1990 sonrasi uygulanan enflasyonist politikalarin sahibi basbakanlardi. Demirel’in, Çiller’in, Yilmaz’in ve Erbakan’in hesabini halk 2002 seçiminde Ecevit’ten sordu. Hatta o sayede halkin gözü, yeni ve magdur durumdaki Tayyip Erdogan’a döndü. Yani halk, Ecevit’i as ve is konusunda basarili görmedigi için iktidardan düsürdü. Artik o ortamda seçmen, evinde kardes kavgasini sürdüren Baykal’a kiz (oy) verecek degildi ya!

Bu giristen sonra gelelim asil sorumuza. 12 Haziran seçiminde beklenen basariyi saglayamayan, ancak 2015 seçimine dek partinin basinda kalmak isteyen Kiliçdaroglu, partisinin oyunu artirmak için ne yapmalidir. Ilk söyleyecegim, hedeflenecek basari, her hafta medyada yer alan anketlerdeki oy artisi degildir. 2015 seçiminde sandiktaki basaridir. Ikincisi, Baskan Kiliçdaroglu’nun bu hedefe uygun bir stratejisi olmalidir. Önce, partisini inanilir bir demokratik yapiya kavusturmalidir. Geçmisten gelen ve hâlâ süren kavgali ortam, yerel seçimden önce mutlaka bitmelidir. Bunun yolu, öyle akla estikçe ya da aklina uyduklari istedikçe, kadro degisikliginden geçmez. Üstelik sanildigi gibi, yazili tüzügü degistirmekle de olmaz. Yillardir, mahalle delegesinden milletvekiline kadar, herkesin demokratik seçimle degil, dolayli da olsa genel baskanin tayiniyle geldigi gerçegi degismedikçe, sonuçlar degismez. CHP’de, tüzük ne yazarsa yazsin, “genel baskanin istedigi ve dedigi olur” anlayisi herkesi yildirmis durumda. Son seçimde aday saptamalarindaki görünüm, sanki Kiliçdaroglu’nun da bu gerçegi yegledigi izlenimi birakmistir. Genel Baskan'in bunu degistirmesi ivedilikli sorumlulugudur. Bunun için önce “kendine güvendigi” izlenimini pekistirmesi önemlidir. Sonra da, “yetenegini ve çabasini” ortaya koyan her partiliyi, her kademede önünün açik olduguna inandirmasi gerekir. Bu da tüzükle filan degil uygulamayla olur. Iste, ilk uygulama yerel seçim adaylarinin belirlenmesinde ortaya çikacaktir. O seçimde herkesin gözü liderde olacaktir. Adil ve tarafsiz bir yaklasimla hak eden ve seçim sansi en yüksek olan adaylarin belirlenmesi durumunda, partiye baglilik ve güven yerine gelmis olacaktir. Öylece, parti içinde yillardir özlenen baris da saglanabilir.

Ikinci önemli stratejik konu, partinin 2015 seçimine yönelik olarak olusturacagi programidir; Bunun için Genel Baskan'in günlük olaylara göre Basbakan'la atismayi birakmasi gerekir. Halk bu çekismede Baskan Kiliçdaroglu’nun hakli, dogru ya da basarili olduguna bakmiyor. Zaten bu medyatik yarisma, yarin seçim olmadigi için partinin gerçek durumunu göstermez. Ayrica dis iliskilerde son dönemde öne çikan sorunlarin belki hiçbirisi de iki yil sonra animsanmayacaktir. Artik her konuda rüzgârlar o denli hizli ve degisik yönden esiyor ki, birakiniz iki yili iki ay sonrasini görmek Obama için bile olanaksizlasti. Baskan Kiliçdaroglu’nun Suriye’den Libya’ya, Somali’den Norveç’e Basbakan'la yarismasi, partisine de, kendisine de bir katki getirmemistir, getirmez de. Ayni durum ekonomide ve sosyal konularda da var. Elbette ana muhalefet lideri “üç maymunu” oynayamaz. Yapilmasi gereken gelismis demokrasilerde oldugu gibi ülkenin her alandaki sorununa dönük partinin programina bagli olarak ilk seçim dönemi için “temelli politikalari” saptamaktir. Gündemi ve elestiri platformunu o hedefler ve amaçlar dogrultusunda belirlemek gerekir. Bu yaklasim, özellikle en güncel sorun olan terör ve ona bagli iç siyaset sorunlarimiz konusunda çok daha önem kazanmis durumdadir. Halk, her gün, her olay karsisinda ana muhalefetin illa ki bir sey söylemesini beklemiyor. Günlük olaylar karsisinda halk muhalefetin degil, iktidarin ne yapip, yapmadigiyla mesguldür. Zaten mecliste, ana muhalefet için yogun bir yasama çalismasi basliyor. Basbakan Erdogan’in kendine göre yapmayi planladigi “Yeni Anayasa” çalismasi, ana muhalefetin gelecegi açisindan en ciddi sinavi olacaktir. Yine, seçim dönemi stratejik programina uygun olarak Baskan Kiliçdaroglu’nun yillik bütçe müzakerelerinde ortaya koyacagi performans da gelecek için çok önemlidir. Bülent Ecevit’i, 1966 bütçe müzakerelerinde kürsüdeki olaganüstü basarisi “Umudumuz Ecevit” yapmistir.


Haber NO: 734

Kategori: Vatan Gazetesi