Yazdırma tarihi : 16.01.2025

OECD’nin Gelir Dagilimi Raporu

Tarih: 27.12.2011 17:13:37


Vatan’da yazmaya basladigim ilk gün, en az ayda bir “gelir dagilimi” ile ilgili yazi yazmaya kendimi zorunlu saydim.
 



Uzun süre de sözümde durdum. Ekonomik Isbirligi ve Kalkinma Teskilati'nin (OECD) son raporunu okuyunca, bu kararligimi aksattigimi görüp hayiflandim.

OECD’nin raporu, dünyadaki gelir dagiliminin daha da adaletsizlestigini gösteriyor. Rapora göre, kurulusa üye 34 ülkede zengin ve yoksul arasindaki uçurum giderek derinlesiyor. Esitsizlik Avrupa’nin sanayide önder ülkesi Almanya'da bile artmis durumda. Bütün dünyada toplumlar, giderek bölünüyor. Yoksullar yoksullasiyor, zenginler ise gittikçe daha zengin oluyor.

Türkiye’nin de içinde oldugu OECD ülkelerinde, geliri yüksek olanlar, düsük gelirlilerden ortalama sekiz kat daha çok kazaniyor. Bunun baslica nedeni, çalisanlarin büyük bir bölümü ücretlerin çok düsük oldugu sektörlerde olmasi. Özellikle mavi yakalilarin yani alin teri ve bilek gücüyle çalisanlarin reel ücretleri azalmaktadir. Ayrica, bizim gibi ortalama geliri daha düsük olanlarda ise son yillarda yasanan sendikasizlastirma politikalari da, çalisanlarin ücretlerini daha da düsürmektedir. Ayrica issizlik nedeniyle, daha düsük ücrete razi olduklari için kadin ve çocuk isçilerin seçilmesi, gelir dagilimindaki adaletsizligi artiran nedenlerden biri olmaktadir.
Son 10 yildir yasanan ekonomik bunalim, baslarda mali yani finansal krizdi. Ancak Bati Avrupa'daki birçok ülkede bunalim tam anlamiyla yapisal bir sorun halini aldi. Çünkü yüksek gelir elde eden eski sanayiciler, tasarruflarini üretken yeni yatirimlar yerine paradan para kazanan küresel fonlara koymaya yönelmisti. Dolayisiyla üretim ve istihdam hizla düstü. Ispanya, Italya, Yunanistan gibi bazilarinda nerede ise yok oldu.

Gerçegi gizlemek için “teget geçti” diyenler, Türkiye’nin dünyadaki finans sektöründeki firtinayi 2001’de yasamis olmasina dayandiriyordu. O çöküsten sonra bugün yasanan sorunlar, sanki yorganin altinda kalmis gibi. Oysa issizlik hâlâ yüzde 15’lerde, gelir dagilimindaki uçurum daha da derinlesmis durumda. Medya sözcüsü iktisatçilarin dilinde yalnizca dis açik var. Onun arkasindaki asil gerçegi dillendirenler ekranlardan ve sayfalardan silindiler.
Gündemi istedigi gibi belirlemek konusunda Basbakan Erdogan artik çok deneyim kazandi. Her hafta ortaya attigi yeni medyatik konularla halkin as ve is sorununu geçistirmeyi basariyor. Nasil olsa, kendi iç sorunlariyla ugrasan muhalefet de onun arkasindan yapay ve soyut konularin pesinden kosuyor. Sikeden sonra simdi de, cumhurbaskaninin süresi “5 mi, 7 mi olsun” halkin gerçek gündemi degil, medya-politigin gündemi. Öyle olunca da, durur mu Kamer Genç; “Abdullah Gül ile Recep Tayyip Erdogan benim karsima çiksa, ezer geçerim” diyerek, partisini hafifletmekten hiç çekinmiyor. Ancak yanlislik onda degil, sonuç alamayacagini bildigi halde konuyu açan genel baskaninda.


Haber NO: 747

Kategori: Vatan Gazetesi