Yazdırma tarihi : 16.01.2025

Popülizm (Halk Yardakçiligi)

Tarih: 28.06.2012 12:15:18


Fantom olayinin üstünden henüz dört gün geçti.
 

































Basta "had bildirici" Basbakanimiz dahil, herkesin karninin sisi indi. Bir zamanlar küçücük Kardak kayaligi yüzünden Yunanistan'la da, bu tür politikaci ayaklari yasanmisti. Hiç degisen bir sey yok. Halk bikti ama, Liderlerimiz, gündem üstünden oy pesinde kosmaktan hala yorulmadilar. R.T. Erdogan da tam bir popülizm tutsagi oldu. Bu savimi bu gün degil, New York'tan ayrilmadan, yani Pilotlarimizin düsürülmesinden 24 saat önce yazdigim su yazimla belgelemistim;

Yazimin basligi, "Misirli Hamadi'den Basbakanimiza selam getirdim" idi.

-New York'ta halkin izledigi TV ve gazetelerde bir aydir Türkiye'yle ilgili hiç bir haber çikmadi. Zaten biliyoruz ki, çok ölümlü olay olmadikça ABD kamuoyunda bize karsi ilgi nerdeyse sifir düzeyinde. Yirmiye yakin insanimizi yitirdigimiz son Hakkari baskini da, CNN'in dis dünya yayininda Cumhurbaskani Gül'ün on saniyelik açiklamasiyla geçistirildi. Aslinda bu durumun artik hiç de önemi kalmadi. Çünkü ABD basta dünyaya egemen olmak isteyen büyüklerin, bizim gibi ülkelerle iliskisini, halklarin egilimi degil, küresel sermayenin çikar odaklari belirliyor. ABD'den Japonya'ya kadar o ülkelerin yönetimleri de, onlarin kararlarini uygulamaya çalisiyor. O nedenle, Amerika ve Avrupa'nin bati yakasi halklari, özellikle Müslüman ülkelerde olanlardan haberli olsa da olmasa da, hiç bir sey degismiyor. Halklar zaten, kendi günlük yasamlarinin ötesiyle hiç mesgul degiller. Kasimda yapilacak seçim için New York'ta, Los Angeles'ta ya da Miami'de medyanin gündemindeki öncelikli konu, yine basta issizlik olmak üzere ekonomik konular. Dolayisiyla, Baskan Obama ve rakibi cumhuriyetçi aday Romney'in de gündeminde yalnizca halkin günlük ekonomik yasamiyla ilgili sorunlar ve beklentiler var.

Ben simdi niye bu herkesin bildigi gerçeklerle yazima basladim? Çünkü bizdeki durum özellikle son üç yildir tam tersi. Bizim Basbakan, basta Araplar çevre halklar indinde meshur olmak için her hafta yeni bir gündem yaratmaya devam ediyor. Yazili ve görsel medyamiz da, halkin gerçek gündemi 'as-is'i bir yana birakmis durumda. Sabah aksam, R. T. Erdogan'in uluslararasi söhret sevdasini izlemek ve izletmek için kendi aralarinda kiyasiya bir rekabet içindeler. Kolay bir açiklama da buldular; 'Patronlarimiz böyle istiyor' diye!

Davos'ta 'one minut'le baslayan, Mavi Marmara'yla devam eden Arap halklarinin 'kahramani' olma hevesi, artik gerçekten belli basli büyük kentlerin caddelerine ulasmis! Dönmeme iki gün kala, New York'ta karimla gidecegimiz adresi konusurken bindigimiz taksinin söförü, 'hangi ülkedensiniz' diye sordu. 'Türkiye'deniz'. Aramizda ingilizce muhabbet baslayiverdi; 'Istanbul?', 'hayir Ankara, sen nerelisin?' 'Misir'. Önce Kahire mi yoksa Istanbul mu büyük, derken onun sorusuyla Arapça ve Türkçe ad benzerligine girdik. Ümmügülsüm, Hasan, Abdullah vs. gibi ortak adlari karsilikli saydik. Ben torunlarimin adini, o da iki çocugu Ömer ile Fatma'yi siraladik. Adresimize vardik ve ücreti ödedim. Inerken birden, "Tayyip Erdogan'a Selamünaleyküm" demesin mi! Ben de, Basbakanimiz adina, "Aleykümselam' dedim.

Hani, Mavi Marmara'dan sonra Filistin basta, çevre Arap ülkelerinin çocuklari, R. T. Erdogan'in posterleriyle sokaklara dökülmüstü ya, gördüm ki posterler agizlarda New York'ta soförlere kadar ulasmis! Zaten bizim medyaya göre, anketlerde de 'Devlet Adamligi' yarisini da Basbakanimiz Erdogan önde götürüyor ya! Anlasilan, New York'taki Misirli söför Hamadi'nin de oyunu almis. Bu arada Davos öncesi, hemen bütün cevremizle sifir sorunluyken, artik sorunsuz hiç bir komsumuz kalmadi, kimin umrunda. Nasil olsa kendi yaptirdiklari bir ankete bakarak, Basbakan Yardimcimiz Bülent Arinç demiyor mu ki, "kurban oldugum Allah,verdikçe veriyor!"-



Haber NO: 781

Kategori: Vatan Gazetesi