Yazdırma tarihi : 15.01.2025

CHP ne yapmali!

Tarih: 4.09.2012 08:42:17


Herkesin hesabina göre su üç kelimeyle tartistigi “Terör, Güneydogu ya da Kürt” sorunu, 12 Eylül 1980 sonrasi basladi ve otuz yildir tirmanarak bu günlere geldi.
 



Yine Türkiye’nin bir yil öncesine dek, kirk yildir ikinci çözülemeyen sorunu “Kibris’ti”. Onun yanina simdi de Suriye eklendi. Üstelik halkin as-is basta, gerçek sorunlarini tümüyle yok sayan bir sicaklikta ülke gündemine yerlesti.

Çogunlugun gözden kaçirdigi bir saptamanin altini çizmeliyim; Bu tür halkin gerçek gündemini arka plana atan sorunlar, daha çok 2007 seçiminden sonra hep sicak ve gergin tartisilir oldu. Ergenekon dosyalari da, ayni süreçte arka arkaya açildi ve gündemdeki yerini aldi. Bu basliklari, bilinçli ve hesapli bir amaçla kurgulayan ve isitarak sürdürenin, Basbakan Erdogan oldugunu kendisi bile yadsiyamaz.

Bu gerçegi belgeleyen en son örnek, Suriye bunalimiyla ilgili CHP Genel Baskani'nin sundugu mektuba, belki okumadan verdigi yanittaki, suçlayici, asagilayici ve üsluptur. AKP Genel Baskani Erdogan, geldigi ilk kurultaydan beri CHP Genel Baskani Kiliçdaroglu’nun yaptigi elestirilere ve önerilere karsi, bu tavirini ve söylemini kasitli olarak sürdürdü, simdilerde de tirmandiriyor.

Beklediginin çok üstünde oy aldigi 2007’ye dek Basbakan, inandigi ve bagli oldugu siyasi hedefine ulasmak için aklindaki karar, önlem ve uygulamalarin önündeki engelleri görüyordu; Cumhurbaskanligi, Yargi, TSK ve ana muhalefet partisi. Bunlari “HALLEDERSE(!), gerisi kendiliginden teslim olur” hesabindaydi. Çankaya’yi “kader birligi” ettigi arkadasiyla yanina aldi. 2010’daki referandumda degistirdigi Anayasaya ile yargiyi dize getirdi. Ileri demokrasi adina TSK’nin vesayetini de kendisi üstlendi. Bütün bunlar için öngördügü yol haritasinin her asamasini, dünya ve bölgedeki gelismelere göre özenle zamanladi ve uyguladi. Bu planda, ana muhalefet için aktif bir strateji belirlemedi. Daha Istanbul’da baskan olarak yola çiktiginda görmüstü ki, CHP içe dönük tartisma ve çekismeden kurtulup, halkin gerçek sorunlari (as-is) üzerinden etkin bir muhalefet yapamaz.

Seçmen gözünden bakildiginda, CHP’nin durumunun R. T. Erdogan’in bu bekledigi çizgide gittigi görülür; Geçen hafta yayinlanan, Andy - Ar Sosyal Arastirmalar Merkezi'nin, “yasanan siyasi gündemin seçmen nezdinde nasil algilandigini tespit etmek” için yaptigi arastirmanin sonuçlari, özellikle CHP’nin üst yönetimi için çok anlamlidir; 2011 seçiminden bu yana bir yil içinde CHP’nin oy orani yüzde olarak söyle bir seyir izlemis: 2011 Temmuz 21.9, 2011 Kasim 19.8, 2012 Nisan 22.3 ve 2012 Agustos 19,5.

Bu sonuçlar, CHP Genel Baskani Kiliçdaroglu’nun son Suriye politikasina dönük elestirisi gibi 2010 Anayasa Referandumundan bu yana iktidara karsi gündemde öne çikardigi, türban, laiklik, yargi reformu, Ergenekon ve Kürt sorunu benzeri soyut konulardaki muhalefetinin, seçmen indinde ilgi yaratmadigini açikça gösteriyor. Daha geriye gitmeden, Demirel’in 1965’te basbakan oldugundan beri seçim sonuçlarina bakildiginda, halkin sandiga giderken aklindaki önceligi, “as ve is” derdi olmustur. Dolayisiyla CHP, gelecekteki yerel ve sonrasi genel seçimde, AKP’nin tirmanisini durdurmak istiyorsa, tüm birikimini, becerisini ve gücünü devletin büyük(!) sorunlarindan önce, çalisan, alin teriyle geçinen halkin öncelikleri için kullanmak zorunda oldugunu artik görmelidir.


Haber NO: 791

Kategori: Vatan Gazetesi