|
Isaret ettigi konulara ve gerekçelerine bakildiginda, elestirdigi ve suçladigi parti, 12 Mart 1971 öncesinin CHP’si olsa, “hadi neyse” denebilir. Ne var ki, R. T. Erdogan’in diline doladigi olaylarla, birakin bugünkü CHP’yi, 40 yil önceki Ecevit’in CHP’sinin bile hiç ilgisi yok. Siyasal temelini somutlastirirsak, ortanin solunda bir partiye dönüsmekle CHP, 1970’den sonra artik, “halk için ama halka ragmen” degil, “halk için ve halkla beraber” bir partidir.
12 Mart dolayli darbenin ilk gününde Ecevit, “bu müdahale CHP’ye karsi yapilmistir” diyerek Ismet Inönü’yle ters düsmüs ve genel sekreterlikten istifa etmistir. Zaten o ayriliktan kisa süre sonra yapilan kurultayda, Ecevit ve arkadaslari seçimi kazanmis ve partinin yönetimini ele almistir. 1973 seçimine giderken Bülent Ecevit’in genel baskanligindaki CHP, önce parti içinde ve sonra da ülkede çagdas demokrasiyi hâkim kilmayi esas görevi olarak açiklamistir. O tarihten bu günlere CHP’nin basta programi, tüzügü ve seçim bildirgeleri olmak üzere, Genel Baskan ve yetkili kurullarin söylem ve eyleminde, R. T. Erdogan’in yineledigi suçlamalara gerekçe olacak hiçbir ilke, amaç, hedef, yasa önerisi, karar ve oylamadan söz edilemez.
Ben CHP’ye eylemli politikaci olarak, 1973 seçimleri öncesi katildim. Yenilenen program ve tüzügün dogrultusunda hazirlanan Ak Günlere Seçim Bildirgesine katkisi olanlardan biriyim. Bülent Ecevit, siyasal yasaminin sonuna kadar o bildirgede kendi eliyle yazdigi sunustaki su ilkelerden hiçbir zaman ödün vermemistir:
“Halkin üstünde egemenlik olmayacaktir bu düzende. Devlete de servete de kul olmayacaktir hiç kimse... Cumhuriyet Halk Partisi, böyle bir düzeni kurma yolunda, içindeki engelleri asmistir; bütünlestigi halkin destegiyle disindaki engelleri de asacaktir. Insanlik ülküsünün ak günlerine insanca yöntemlerle ulasacaktir. ”
CHP Genel Baskani'nin, disindaki engellerden söz ederken, bu gün hâlâ basta bölgemiz olmak üzere göz diktikleri her yerde sömürülerini sürdürmek isteyen küresel güçleri, onlarin içerideki isbirlikçilerini ve derin devleti isaret ettiginin, en yakin taniklarindanim. Bugün generallerin karsisinda dik durmakla övünen Basbakan Erdogan’a, 38 yil önce Deniz Baykal’in 1976 Kurultayinda ,“Daha dün Ecevit’i tutuklamak isteyenler, bu gün karsisinda selam durup topuk vurmaktalar” dedigini animsatirim.
12 Eylül darbesinin hesabini sorma gösterisi yapanlar bilsinler ki, darbeciler en büyük kötülügü basta CHP olmak üzere, laik demokratik cumhuriyete kendisini adamis partileri kapatmakla yaptilar . 32 yil sonra bugün halkimiz hâlâ hak ve özgürlüklerin, hukuk devletinin ve barisin özlemi içindeyse suçlusu, demokrasinin kapisini açan elli yillik partiler degil, vesayeti generallerden kendi eline geçirenlerdir.
|
