|
Genel Baskan oldugunda Kiliçdaroglu’nu da, ayni duruma düsmemesi için yazilarimla uyarmistim. Ancak R. T. Erdogan, CHP genel Baskani'na karsi o denli saldirgan, acimazsiz, hakaret ve kin dolu ki, karsisinda sabir tasi olsa dayanamaz! Zaten suçlamadigi, hatta tehdit etmedigi önemli hiç kimse de kalmadi.
Bakin son grup toplantisinda, Davutoglu’nu elestirdi diye Baskan Kiliçdaroglu’na söylediklerine; “CHP’nin Genel Baskani çikiyor, aglayacaksan buradaki sehit analarina sarilip aglasaydin diyerek vicdansizlikta Israil’le yarisiyor. Böyle bir tablo karsisinda gözyasi dökeni elestiren bu katliami isteyen kadar tas kalplidir. Sehitleri Filistinli Türkiyeli diye ayiracak kadar kendi özlerinden uzaklasmistir. CHP’nin basina genel baskan olmus ama sehitligin ne yüksek mertebe oldugunu anlamayacak kadar cahil.”
Türkiye, “milli görüs” siyasetiyle 1970’lerin basinda tanisti. Benim de görev aldigim Ecevit’in basbakanligindaki 1974 CHP-MSP koalisyon hükümeti, milli görüsün önder kadrosunu kamuoyuna çikarmis oldu. Erbakan Hoca'nin söyleminde milli görüsün temel iki özelligi çok önemliydi. Yakin oldugum o yillarda, içtenligine ve yetenegine inanan bir CHP’li olarak kendisine açildigimda, saptadigim; Erbakan Hoca iki konuda asla tartismazdi; Birincisi, “Bati Kulübü” diye adlandirdigi Avrupa Birligi'ne (AB) karsi olusu. Ikincisi de, “Din Kardesliginin”, ulusal birlik ve dayanismadan önce geldigi inanciydi. O nedenle AB’ye karsi D8 dedigi Islam birliginin mücadelesini verdi. Bütün bu söylemine karsin Erbakan Hoca özellikle iktidarda oldugu zaman, basta ekonomik ve sosyal konular olmak üzere ulusal çikarlarimizdan Bati'ya da, Arap dünyasina da ödün vermedi. CHP’liler de, Necmettin Erbakan’a bugün milli görüsün mirasi üzerindeki Basbakan Erdogan’in Kiliçdaroglu’na davrandigi gibi acimasiz, kindar ve hatta saygisiz olmadilar.
2011 seçiminden önce, Basbakan bu kadar saldirgan ve ayirimci degildi. Karsitlarini kullanarak tirmandirdigi bu düzeysiz gerginlik politikasinin tek nedeni var; çikmak istedigi Çankaya yolunda karsisinda kim varsa tasfiye etmek istiyor. Ilk gördügü dise dokunur engel de CHP. Üstelik içinde, 1950 öncesinin CHP’sine dönük bir kin ve intikam duygusu yatiyor. Ancak, bilmesi gerekir ki, 21. yüzyilin tek Müslüman, laik, demokratik ülkesi Türkiye Cumhuriyeti'nin Basbakanligina, yurttaslarini tasada ve kivançta, bir arada ve baris içinde yönetmek için seçilmistir.
|
