Yazdırma tarihi : 16.01.2025

Olmayacak duaya “ amin” diyenlerdendim!

Tarih: 29.01.2013 12:22:59


Habur sürecinin haberi çiktiginda oldugu gibi, ben Imrali sürecine de ilk basta olumlu ve iyimser baktim.
 




Bülent Arinç basta, AKP’nin önde gelenleri de umutlu bir tablo çizdiler. Ancak, Basbakan Erdogan daha görüsmelerin açiga çiktigi andan beri hep tersine, Imrali disindaki BDP’liler dahil herkesi asagiladi ve azarlayip durdu. Sonuçtan somut bir çözüm bekliyor olsa böyle yapmayacagini düsünmeye basladim ki, PKK’nin bir numarasi konustu; “Basbakan da bize, haydi terk edin burayi, diyor ve bunu dayatiyor. Kim kimi ülkesinden kovuyor? Burasi bizim ülkemizdir. Siz disaridan gelmissiniz, ülkemizde isgal kuvvetisiniz. Terk edecek olan biri varsa, o da sizsiniz”.

Bu sözleri okuduktan sonra, bu sürecin sonunun da Habur gibi hüsran olacagini görmek için çok sey bilmek gerekmiyor. Üstelik partisi içinden onca suçlamayi göze alan CHP Genel Baskani, daha ilk gün Basbakana “kredi açmisti”. R.T.Erdogan’in dip aklinda sadece Çankaya var. Dolaysiyla, Anayasayi degistirtebilirse “baskan”, degistiremezse “cumhurbaskani” seçilmek için bütün ustaligini(!) göstermekte. Hem de alabildigince yüksek oy pesinde. Simdiden en az yüzde 54 diye övünüp duruyor. Öyle gözüküyor ki, yillardir bu sorunun içinde olan Ahmet Türk gibi iyimserler bile, karsilikli söz düellosu ile bosa kürek çekmekte olduklarini anladilar.

Aslinda, devlet adina yetkili olanlar ve kendilerini sorumlu sayan Kürt kökenli politikacilar, hiçbir zaman sorunun temeline inmediler. Cumhurbaskani Özal’in ölmeden önce “federal sistemden” söz ettigini unutmadik. Benim bildigim, ondan önce 1989’da, Sosyal Demokrat Halkçi Parti (SHP) hazirladigi bir raporla, güneydogu sorunu basligiyla bölgenin siyasal, sosyal ve ekonomik durumunu ve çözüm önerilerini içeren bir raporu kamuoyunun tartismasina sunmustu. Daha sonra Süleyman Demirel devlet adina Cumhurbaskani olarak “Kürt realitesini taniyoruz” diyerek cesur bir adim atmisti. Devam eden yirmi yil içinde, terörün inis çikisina bagli olarak farkli söylem ve yaklasimlar ile sorun yilan hikâyesine döndü.

Habur’da açilip, kapanan süreç için Basbakanin “demokratik açilim”, BDP’nin “baris süreci” dedigi günlerde, yetkili agizlarin savlarini animsayalim; Basbakan R.T.Erdogan sunlari söylüyordu; "Resmi dilde degisiklik olmayacak, asla. Federasyon ya da özerklik olmayacak, kesinlikle. Üniter yapiya halel getirecek hiç bir adim atilmayacak, egitim dili Türkçedir". Ayni günlerde o tarihteki BDP Genel Baskani Ahmet Türk ise, "Açilimdan beklentilerimizin basliklari Anayasa'da etnik vatandasliga açilan degisiklik, ana dilde resmi egitim, sonuçta federal yapiya dönüsecek yerel yönetim özerkligidir" demeyi sürdürdü. Bence bu gün de degisen hiçbir sey yok. Ahmet Türk’ün yerine gelen Selahattin Demirtas’in dudagindan ne çikarsa çiksin, sonuçta gerçek hedefleri ayni. Dolaysiyla Imrali sürecinin sonucuna inaniyor olsa, daha ilk haftasinda Basbakan “Kürt sorunu diye bir sorun yok” der mi? Zaten, süreçten iyimser beklenti içinde olanlara da yaniti, KCK Yürütme Konseyi Baskani Murat Karayilan verdi; “Siz disaridan gelmissiniz, ülkemizde isgal kuvvetisiniz. Terk edecek olan biri varsa, o da sizsiniz”.

1990’larin basinda, Cumhurbaskani Özal’in düsüncede baslattigi ve o tarihten bu yana, PKK terörünü sonlandirmak için “açilim” adi altinda devletin attigi her adimin, etnik milliyetçi ayrilikçi hareketi güçlendirdigini kimse yadsiyamaz. O kadar ki, bu tirmanisin son on yilinda basbakan olan R.T Erdogan’in aslinda yorgun düstügünü ve olmayacak duaya Amin dedigini kendisi bile görmüs durumda; Yoksa disaridan çok güçlü gözüktügü 2013 yilinin Ocak ayinin 25’inde sunlari söyler mi? “400’e yakin emekli, muvazzaf subay, astsubay örgütten tutuklu. Delilleri kesinse isi bitir ama kesinlik yoksa yüzlerce subayi hele, hele Genelkurmay Baskani’ni bu sekilde degerlendirirsen, TSK’da moralleri alt üst eder. Terörle nasil mücadele edecek bu insanlar. Moral noktasinda darbe vurursak, terörle mücadelede büyük darbe yeriz”…

Sizi bilmem ama benim bir ay önceki iyimserligim yok artik!


Haber NO: 814

Kategori: Vatan Gazetesi