Yazdırma tarihi : 16.01.2025

Imrali süreci üzerine sorular!

Tarih: 18.03.2013 13:00:25


“PKK-MIT kaydindan biliyoruz ki 2006’da MIT, PKK yöneticileriyle Kürt Açilimi için masaya oturmustu.”
 





Taraf'dan Yildiray Ogur’un 22 Kasim 2011’deki yazisindan bu bilgiyi almistik. Yani, Imrali süreci, Basbakan'in talimatiyla 2007 seçim öncesi baslamisti. Hatta bugün oldugu gibi o zaman da anlasma sürecinin ilk adimi, PKK’nin elindeki tutsaklari serbest birakmasi ve saldirilara ara vermesi yani onlarin deyisiyle ateskesti.
Yine bilindigi gibi, 2009’da “Kürt Açilimi” için görüsmeler tekrar basladiginda devlet, PKK’nin en sahin yöneticileriyle anayasa degisikligini masaya getirmisti. Ancak, görüsmelere karsin, Resadiye saldirisi sonrasi 2010’un yazinda yeniden tirmanan saldirilar yüzünden devlet, Kandil’i birakip dogrudan Öcalan’a yöneldi. Daha o tarihlerde, baskanlik dâhil anayasadaki degisiklik ve baris konseyi kurulmasi konusunun tartisildigi iddialari, son Imrali tutanaklarinda ayrintisiyla dogrulandi.
Kürt siyasetinin baris sözcülügünü yapan yayinlardan alinti olarak da, sunlari okumustuk: “Temmuz 2011’de devlet Öcalan’la anlasti. Öcalan 6 Temmuz görüsmesinde bu anlasmayi açikladi. Ancak PKK, Ortadogu’daki sicak ortamdan büyük kazanimlar elde etme hesabiyla, Öcalan’in iptal etmesine ragmen demokratik özerklik ilaniyla Silvan saldirisina giristi. Eger PKK, silahta ve daha çogunu almakta diretmeseydi, belki Öcalan yeni yila Yalova’daki evinde bile girebilecekti" (Taraf Kasim 2011).
Habur açilimi, Oslo görüsmeleri ve simdi de Imrali sürecinden iktidarin aradigi, elbette ki terörün son bulmasidir. Basbakan'in “demokratiklesme”, Kürt politikacilarin “baris” diye tanimladiklari bu süreç, gizli-açik görüsmelerle süredursun, aydin kamuoyu ikiye bölünmüs durumda: Ülkenin bölünme yolunda oldugu kaygisini tasiyanlar, AKP’nin “baskanlik” ugruna ayrilikçi siyasete ve dolaysiyla PKK’ya ödün vermekte oldugunu iddia ediyor. Imrali sürecinin sonucunda “analarin aglamadigi daha ileri bir demokratik yapiya kavusulacagina” inananlar ise yillar sonra ilk kez terörü bitirme gücüne sahip gördükleri Basbakan Erdogan’a kosulsuz destek verilmesi tarafindalar.
Halkin kafasi tam anlamiyla karismis durumda. Medyanin geçmisinde olmadigi kadar baski altinda oldugu kaygisi giderek artiyor. Çünkü ana muhalefet lideri bile derse ki, “ne oluyor, ne sözler veriliyor hiçbir sey bilmiyoruz,” günlük as-is derdindeki sade vatandas ne oldugunu nasil anlasin!
AKP Hükümeti'ne bakilirsa, Imrali sürecinin yol haritasinda önümüzde sunlar var: Ateskes, örgütün sinir disina çikmasi ve silâhlarin teslim edilmesi. Ancak herkesin bilmedigi, anlamadigi, “karsiliginda devletten ne isteniyor?” Yine artik su gerçek somut olarak görülüyor: Ayrilikçi agizlarin Kürdistan dedigi bölgenin, politik ve toplumsal altyapisi ve yerel yönetim çarki Ankara’dan bagimsiz “özerk” bir alt yapiya döndürülmüs durumda. Yaygin soru su, bu gerçegin ötesinde Imrali’ya daha ne verilecek? Agizlarda “ayrilik gündemde yok” dense de, asil gerçek üç mektuptaki mi, yoksa Imrali tutanaklarindaki mi?



Haber NO: 821

Kategori: Vatan Gazetesi