Yazdırma tarihi : 16.01.2025

Akil Adamlar ve Öcalan!

Tarih: 25.03.2013 18:47:41


30 yildir yasanan ayrilikçi terörün arkasini ve önünü en dogru ve en çok bilen politikacilardan biri Süleyman Demirel’dir.
 


Bir süredir tedavi gördügü için susuyor olmasi dogal. Ancak, özellikle 2007 seçiminden sonra R.T.Erdogan ülkenin sorunlari ve çözümleri için kendi disinda herkese öyle bir “dil” kullanmaya basladi ki, sonunda Cumhurbaskani Abdullah Gül’ü bile susturdu. Demirel’e dönük o seçim sonrasi reva gördügü agir elestirilerden sonra, eski Cumhurbaskani da artik bir bilen degil, bir “unutan” durumuna girdi. Zaten bu gün, gelinen asamada basta yandaslar olmak üzere hemen bütün medyada o kadar çok bilen(!) türedi ki, halk tam anlamiyla sasirmis durumda. Sessiz bir karamsarlik herkesi sarmalina aldi.
Gerçekleri ve dogrulari bilme yetki ve sorumlulugunu tasiyan üç lidere baktigimizda durum su; Basbakan Erdogan’la Muhalefet Liderleri 1950’den beri siyasal yasamda hiç görülmemis bir çatisma içindeler. Basbakan hemen her gün ve önemli önemsiz her olay dolaysiyla CHP Genel Baskani Kiliçdaroglu ve MHP Genel Baskani Bahçeliye agzina ne gelirse söylüyor. Onlarda üste çikmak için R.T Erdogan’a ayni gün, yeni bir kara sifat bulma yarisindalar.
CHP Lideri Kiliçdaroglu daha PKK ile Oslo görüsmeleri açiga çikmadan, Kürt sorununa çözüm bulmak için AKP Hükümetine yaptigi önerilerin en basinda “akil adamlar komisyonu” vardi. Basbakan, “benden baska akil adam olamaz” dercesine ve Kiliçdaroglu’nu agir sekilde suçlayarak öneriyi ret etti. Ama daha aradan bir yil geçmedi ki, bu kez “akil adamlar” önerisi Imrali’dan geldi. Basbakan hemen “hayir” demedigine göre, “baskanlik” planinin yol haritasinda yer ariyor denebilir. Çünkü Basbakan Erdogan’in aklindaki asil çözüm, Kürt sorunu degil gibi. 1950’den beri kesintisiz en uzun basbakanlik yapan bir politikaci olarak, o da kabullenmis gözüküyor ki, “tek millet, tek vatan, tek bayrak”tan ödün vermeden otuz yildir ulasilamayan kalici bir çözüme ulasmak zordan da öte. Ancak, sözlerde(!) ulasilir. Zaten o nedenle, Öcalan’in Nevruz açiklamasina ilk tepkisi, “bizim için uygulama esastir” oldu.
Imrali çözüm için ilk adimini, PKK’nin elinde tuttugu on tutsagi birakmakla atti. Basbakanin yetkilendirdigi MIT’in Imrali ile yaptigi görüsmelerde istenen ikinci adimi, Öcalan Diyarbakir’da açikladi: “silahli unsurlarimizin sinir ötesine çekilmesi asamasina gelinmistir”. Atilan bu adimlardan tam bir sey anlamasa da, içiler sizlasa da, Türkiye cumhuriyeti yurttaslari, iyimser olmak itiyor! Istiyor ama bütün bunlara karsilik “ne veriliyor” endisesi içinde de kivraniyor!
Ne veriliyor, bilinmiyor ama “ne isteniyor”, iste onu Öcalan’in üzerinde özenle çalistigi Nevruz açiklamasinin su satirlarindan, eski ve yeni cumhurbaskanlari gibi gerçek “akiller” anliyor olmalilar. “Tipki yakin tarihte Misak-i Milli çerçevesinde Türklerin ve Kürtlerin öncülügünde gerçeklesen Milli Kurtulus Savasi'nin daha güncel, karmasik ve derinlesmis bir türevini yasiyoruz. Bu zulüm cenderesinden ortaklasa çikis yapmak için hepimizin orta dogunun temel iki stratejik gücü olarak, kendi öz kültür ve uygarliklarina uygun sekilde demokratik modernimizi insa etmeye çagiriyorum.”
Öcalan’in bu örtülü dilinin altindaki gerçek sözlerini, Diyarbakir’dan yarim saat sonra PKK lideri Murat Karayilan, söyle açikladi: “Ortadogu'daki mevcut kosullar, elimizdeki imkânlar ve güç, Kürdistan'i özgürlestirmek için bugün bize güven vermektedir. Ama biz her kosulda savas istemiyoruz. Eger egemen devletler hazir ise, biz de barisçil yollarla Kürdistan'i özgürlestirmeye haziriz. Herkes bilmeli ki, PKK savasa da barisa da hazirdir. Bu temelde, Önder Apo'nun baslattigi süreci kararli bir sekilde hayata geçirecegiz. Bu bir mücadele sürecidir, sadece Bati Kürdistan için degil, tüm Kürdistan için önemlidir. Önderligimiz bu yeni süreçte Kürt sorununu tüm parçalarda çözmek istiyor"
Bu siyah yazilari bir-kaç kez okuyan herkes, Imrali’nin asil hedefinin ne oldugunu anlamak için “akil adam “olmak gerekmedigini çok kolay görebilir!


Haber NO: 822

Kategori: Vatan Gazetesi