Önce, Murat Çelik’le baslayacagim. Süreçle ilgili, soru seklindeki saptamasi su; “Öcalan ile Ergenekon ve Balyoz saniklari hep birlikte af mi edilecek?” Öcalan’la varilan anlasmanin PKK açisindan ilk somut adimi atildi. 8 mayistan itibaren yurt içindeki silahli kadrolarin sinir disina çikmaya baslayacagini Kandil’deki basin toplantisinda Karayilan açikladi. Sonrasini, zaman içinde görecegiz. Basta CHP Genel Baskani Kiliçdaroglu, herkesin bu süreçle ilgili “karsiliginda ne verildi?” sorusunun yanitini, Murat Çelik iste yukaridaki gibi, kestirmeden bulmus; Simdi denecek ki, bunu Ankara’da bir süredir bilmeyen yok! Ancak asil merak edilen, AKP’nin, anayasa degisikligini ve buna bagli baskanlik sistemine geçis planini, gerçekten BDP ile birlikte mi uygulayacagidir? Çünkü artik biliniyor ki, Basbakan adina MIT, PKK yöneticileriyle Kürt Açilimi için 2006’da masaya oturmustu. Önder(!) Öcalan, daga çiktigi ilk gün, uygulamaya koydugu uzun erimli ve asamali planini (adim, adim özerklik, federasyon ve büyük bagimsiz Kürdistan’in yolunu açmak), çok tartisilan Imrali tutanaklarinda yinelemisti. Imrali’yla yapilan görüsmelere dayali olarak Habur ve Oslo’dan bu yana, “demokratiklesme” adi altinda AKP hükümetinin uygulamalariyla, Diyarbakir basta bölgenin büyük bir bölümünde, ilk asama olan özerklik, adi konulmasa da zaten yasama geçmis durumda. Son iki yildir Tunus’tan bu yana, bölgede kimsenin beklemedigi ve beraberinde çok sorun yaratan, önemli degisiklikler oldu. Özellikle Irak ve Suriye’de ortaya çikan durum, planinin ikinci asamasina, kan akitarak, can alarak geçemeyecegini, Imrali’ya gösterdi. Onun için simdi artik zaman, Diyarbakir’dan Istanbul’a dogru üniversiteler ve benzeri gençlik örgütleri basta, sivil toplum kuruluslarinda baski, direnis ve çatisma yöntemleriyle PKK siyasetini hâkim kilma zamanidir. Imrali, engin(!) deneyimiyle, bir baska gerçegi daha gördü; eger Basbakan Erdogan 2015’ten önce “baskanlik” sistemine geçmek için anayasayi degistirmek istiyorsa, BDP’nin destegini ve daha ötesi Kürt kökenli seçmenin oyunu almak zorunda! Karayilan’in basin toplantisindan sonra, AKP sanki çok rahatlamis durumda. MHP de, bir anlamda, seçmeninin içini bosaltma görevini basardigi inancinda. Çünkü kirk yillik çizgisindeki israrlarinin, ilk seçimde oylarini artiracagi sanisi içindeler. Bu rüzgârda, sahibine göre yapilan anketlerin birinde, MHP, CHP’nin önüne geçmis gösteriliyor. Oysa ben, 1973’ten bu yana hem yaparak, hem de yaptirarak bu tür anketlerin sonuçlarinin, aylar sonra yapilan seçimlerde gerçeklesmedigini, çok kez görenlerdenim. Bu son kisa süre içinde Türkiye’de olanlarin da, bir yil sonra sandiga nasil yansiyacagini hiçbir bilim yöntemi kesinlikle göstermez. Dolaysiyla, daha 1989’da kimsenin agzina alamadigi Kürt sorununu belgelerle ortaya dökebilen CHP’nin, son gelismeler karsisinda gösterdigi ikircikli ve renksiz tavrinin, gelecegini belirleyecegi yorumu, gerçekçi ve tutarli degildir. Bu nedenle adiyla baslattigim yazimi, Sedat Ergin’in su sözüyle bitiriyorum, “CHP bu sürece kendini uyarlamali”. Evet, yeter ki, temel ilke ve amaçlarindan ödün vermeden uyarlayabilsin. Bence, uyarlayacaktir da.
|