Yazdırma tarihi : 15.01.2025

“Abdülhamit gibi vehimli, Enver gibi sergüzestçi”

Tarih: 20.05.2013 09:32:26


Basbakan R. T. Erdogan'in Suriye Devlet Baskani Besar Esad’la dostlugu, düsman kardesligine çevrildikten bu yana, sinirlarimizda bombalar patlamaya, kan akmaya, artarak devam ediyor.
 






















Böyle bir durumda, dünya liderligi söylemindeki bir basbakan, olaylarin sorumlusu olarak muhalefet liderini suçluyorsa, panik içinde demektir.

AKP Genel Baskani, “CHP Lideri tehlikeli bir oyun oynuyor” derken, Suriye’deki mezhep çatismasinin Türkiye’ye siçrayacagi ve sorumlusunun da, Kiliçdaroglu olacagini söylüyor!

Aklima, yillar önce içisleri bakani olmus deneyimli bir politikacinin, partisinin genel baskani için yaptigi benzetme geldi; “Abdülhamit gibi vehimli, Enver gibi sergüzestçi” demisti. Belli etmiyor ama bence, Basbakan Erdogan’in ruh hâli, artik aynen öyle gibi.

Savcinin, “MIT Müstesari Hakan Fidan’i sorgulamaya çagirdigi aksam da panige kapilmisti. 24 saatte meclisten özel yasa çikarip Müstesar'i kurtardiginda, aslinda kendisini korumak telasindaydi. Reyhanli’daki aci olayla ilgili basin yasagi koymasinin nedeni de, gelismelerin kontrolünden çiktigi kaygisidir. Yoksa nereden, nasil geldi ve olay nereye gidiyor bilseler ya da anlasalar, o ve bakanlari, daha dumanlar tüterken, yiten can sayisi saat saat artarken ekranlara kosup açiklama yarisina girmezlerdi! Hem de, BBC basta, uluslararasi güvenilir ajanslarin verdigi haberlerin tam tersine bir söylemle. Daha ellerinde hiçbir ciddi kanit yokken, “Suriyeli muhaliflerin olayla hiç ilgisi yok” diyerek, halki idare
etme telasina da düsmezlerdi!

Her zamanki gibi bu olayda da Basbakan'in ilk adimi, gündemi degistirmek oldu. Hani, 2011 seçimi aksami partisinin balkonundan nutuk atmisti ya, “artik ustalik dönemim basliyor” diye; Evet, çok dogru söylemis. Son iki yildir, “gündemi degistirmekte ve karartmakta” gerçekten tam bir usta olmus. Bakiniz, alti aydir Türkiye’nin en önemli konusu “baris süreci(!)”. Bu sürecin ne oldugunu, kimin kime ne verdigini ne aldigini, önyargisiz ve yansiz olan herkes gördü ki, üç kisiden baska bilen yok; Basbakan, Imrali ve bir de MIT Müstesari.

Kanimca, Cumhurbaskani Gül bile devre disinda. Basbakan, halkin önüne bir slogan atti: “Analar aglamasin” diye! Sanki basta CHP ve MHP’liler, tüm karsitlari,“Kürt sorununun çözümüne karsi ve terör sürsün” istiyorlar! Oysa CHP Genel Baskani Kiliçdaroglu, Imrali ile görüsmeler basladiginda, partisindeki yogun elestirilere karsin hükümete, “Sorunu çözebiliyorsaniz çözün, engel olmayiz” yaklasimiyla kredi açmisti. Ancak, Basbakan bu öneriyi degerlendirecegine “Siz kim oluyorsunuz?” diyerek geri çevirdi. Bununla da kalmayip hakaretler yagdirdi.

Artik Basbakan ülke sorunlariyla ilgili olarak, bas yetkili ve sorumlu siyaset adami gibi degil, sanki rakip takim karsisinda her kosulda kazanma hirsi içindeki bir partizan “münazaraci” rolünde! Bu tavri ilk, “van minüt” sovuyla Davos’ta basladi. Mavi Marmara, Arap Bahari, dis
iliskilerde “sifir sorun”, yeni Osmanlilik, Anayasa degisikligi, baskanlik sistemi, Habur-Oslo-Imrali süreci ve Suriye politikasinda ayni üslup ve yaklasim sürüyor. Basbakan, ülkenin en agir, en karmasik ve büyük risk tasiyan konularini, baspehlivan gibi rakiplerinin sirtini yere getirmek için giristigi güres oyunlarina çevirdi. Açikçasi, Basbakan'in bu hâlini, AKP’yi birlikte kuran basta Abdullah Gül, mili görüs siyasetinden gelen inançli ve yurtsever politikacilar görüyor olmalilar!

Gerçi, anayasa degisikligi ve baskanlik sistemi konusunda Cumhurbaskani'nin ciddi bir rahatsizlik içinde oldugu gözüküyor. Son bir konusmasinda, “CHP katilmazsa yeni
anayasa yapmaktan vazgeçilmeli ve iktidarin öncelikli gördügü madde degisiklikleri yoluna gidilmeli” derken de, muhalefetle bu gibi önemli konularda uzlasma aranmasini ima ediyordu. Ne var ki çiktigi “baskanlik” yolunda R. T. Erdogan, kendisini o denli güçlü saniyor ki, ABD Baskani
Obama disinda, saginda-solunda ve altinda-üstünde kimseye ne güveni ne de ihtiyaci kaldi!


Haber NO: 828

Kategori: Vatan Gazetesi