Bu açiklama, laik demokratik Türkiye cumhuriyetinin, 2013 yilinin agustos ayindaki milli egitim bakani Nabi Avci’ya ait. Bir kez daha altini çizmek istiyorum, Bakanin isaret ettigi, özellikle “kiz” imam hatip lisesi. Bakan Avci belgeye dayali bir kaynak veremedigi için bu bilginin halktan gelen ciddi bir talep olmadigi çok açik. Sanirim, laiklik karsiti “partizanlarinin” baskisini, öyle aktariyor! Imam hatip okullari ilk kez, 1924 yilinda “Imam Hatip Mektepleri” adi altinda 29 merkezde açildi. Bu okullarin, yasasinda da belirtilen temel amaci, egitilmis din görevlisi, yani imam ve hatip yetistirmekti. Benim de bakan olarak görev aldigim 1974’te kurulan CHP-Millî Selâmet Partisi (MSP) hükümeti döneminde, yeni adiyla Imam Hatip Lisesi(IHL) ortaokul bölümü de açilarak, 29 yenisiyle sayisi 101'e çikti. 1976'da da, Danistay karari ile IHL’ye kiz ögrenci alinmaya baslandi. 12 Eylül 1980 darbesinden sonra askeri yönetim tarafindan, Temel Egitim Kanunu’nun 32. maddesinde yapilan bir degisiklikle IHL mezunlarinin üniversitelerin tüm bölümlerine gidebilmesine olanak tanindi. 1996 sonunda, toplam imam hatip lisesi sayisi 610'du. Ögretmen sayisi 20 bin, ögrenci sayisi 512 bindi. 28 Subat müdahalesiyle bir süre durakladiysa da, yenileri açilarak 2013 yilinda toplam IHL sayisi, 708’e çikti. Bu saptamalarin gösterdigi ilk gerçek, 1974’den sonra IHL’lerin amaç ve görevi, imam- hatip yetistirmekten çikmis ve 12 yas üstü genç kusagi, Sünni-Islam’in duygu, düsünce ve yasam tarzina göre yetistirmek olmustur. Ayni hükümette yaninda oldugum için bu degisimi, Erbakan Hocamin milli görüs siyasetinin bir sarti olarak Ecevit’e kabul ettirdiginin tanigiyim. 1996’da Tansu Çiller ile hükümet kurdugunda Basbakan olarak Necmettin Erbakan’in “Imam Hatip Liselerinin, partisinin arka bahçesi” olduguyla övünmesi, bu gerçegin belgesidir. Bu günkü AKP basta, 1970 yilinda kurulan Milli Nizam Partisinden bu yana, var olan milli görüsçü partilerin kadrolarinin etkin ve yetkin isimlerinin büyük çogunlugu da, Imam Hatip çikislidir. 2003’de, Imam Hatipli ilk Basbakan olarak R.T.Erdogan, “ben artik degistim, milli görüsçü degil, muhafazakâr demokratim” derken, askeri vesayeti kendi üstüne devraldigi 2012 yilinda söyledigi gibi “kizilcik surubu içip kan kusuyordu”! Yani, milli görüsçü amaç ve hedeflerinden asla vazgeçmemisti. Zamani gelince açikça ilan edecekti; “Dindar nesil yetistirmek istiyoruz”. Bu sözle Basbakan zaten, kim olursa olsun, milli egitim bakaninin temel görevini(!) tanimlamisti. Dönelim basa; Nabi Avci, Basbakan R.T.Erdogan’in, son on yildaki 5. Milli egitim bakani. Özellikle 2011 seçiminden bu yana Basbakan, bakanlarini, artik açiga vurdugu gerçek amaç ve hedeflerini uygulamakla görevli “Basbakanlik Sekreterleri” gibi seçiyor ve kullaniyor. Hükümet politikasinin genel çerçevesini çizdigi bir konusmasinda sunu söylemisti; “önce basinizi öne egin de, dindar bir nesil nasil yetistirilirmis onu bir düsünün”. Kime diyor, herhalde anlamis olmasi gerekir! Çünkü bin yildir bu yolun, milli egitimden geçtigini bilmeyen, görmeyen yok artik. Öyleyse, uzun erimli temel amaç, Türkiye Cumhuriyetinin lise egitimini, bütünüyle imam hatiplestirmek! Son yillarda attigi adimlarla Basbakan, tek basina bunu basaracagina bazilarini(!) inandirmis gözüküyor. Baskanlik sistemine geçmek istemesinin nedeni de, basta egitimin alt yapisi olmak üzere, Osmanlinin Tanzimat ile baslattigi ve cumhuriyetle hizlanan, çagdas uygarlik yolunun önünü kesmek oldugu, yadsinamaz. Ne var ki, aydinlanma tarihi açikça gösteriyor ki akan suyu, ne denli güçlü bentler kursaniz da geri akitamazsiniz. Artik, yalniz sermaye küresellesmedi, çagdas bilim, iletisim ve degisim de, Peru’dan Mançurya’ya, Alaska’dan Dogu Timor’a dogru hizla akiyor. Bu akisin dogal yataginin Anadolu oldugunu da yüzyillar önce, Piri Reis’ler, Ibni Batuda’lar, Farabi’ler, ibni Yusuf’lar, Kâtip Çelebiler, Idrisi’ler gösterdiler. Bilirsiniz ama elbette okuduysaniz ve anladiysaniz!
|