Yazdırma tarihi : 15.01.2025

Iste bir kadin siyasetçi

Tarih: 28.10.2013 16:01:05


CHP milletvekilleri, meclis tatile girmeden önce haziran ayinda, üç grup baskan vekilinden Emine Ülker Tarhan’in yerine bir erkek milletvekilini seçtiler.
 















Diger iki erkek, Muharrem Ince ve Akif Hamza Çebi yerlerinde kaldi. O seçimden iki ay önce nisan ayindaki yazimda, Mersin Milletvekili Tarhan’i tanitmis ve söyle bitirmistim:

“Duyduguma göre, haziran ayindaki seçimde, basariyla sürdürdügü Baskanvekilligi görevini büyük olasilikla yitirecekmis; dilerim bu bilgi dogru çikmaz. Eger gerçek olursa, simdiden su saptamamdan, Baskan Kiliçdaroglu basta, hiçbir CHP üst yöneticisi alinmasin; CHP’yi, ancak bazi(!) CHP’liler bitirir!

Meclis bu dönem açildiginda, grup baskan vekili olmadigi için artik Emine Ülker’i kürsüde ve mikrofonlarda göremiyoruz. Bayram öncesi bir gazeteci ile yaptigi söylesiyi okudugumda, o yazimin sonundaki uyarimin ne denli dogru oldugunu bir kez daha gördüm. CHP’li kadin milletvekili Tarhan'in söylesideki yanitlarini özetledim. Evet, üzülerek yineliyorum;

“CHP’yi, ancak bazi(!) CHP’liler bitirir!"

Iste Emine Ülker Tarhan: “Ben dünyaya soldan bakiyorum. Irkçilik ve soven yaklasimlari hangi taraftan gelirse gelsin tehlikeli buluyorum.

Ulusalcilik, yani ayaklarini bu topraklara basmak, gücünü bu topraklardan almak, özelliklerimden önemlisi. Kürt sorunu konusunda yasadigim tek polemik, bir milletvekilinin kürsüden ‘Balkanlar'dan, Kafkaslar'dan gelip bagdakini kovuyorsunuz’ demesi üzerine oldu. Asil irkçilik, toprak mülkiyetçiligi, buydu bence.

Güneydogu’da öncelikle feodal beylerin egemenligidir çözülmesi gereken sey. Çocukken berdel verilenlere gözlerini kapatan feodal efendilerin, yoksulluk yerine sadece cumhuriyetle savasmalari ironiktir. Ama kolaydir, keselerine ve agaliklarina zarar vermez. Binlerce dönüm arazilerinde çocuk köle çalistirmaktan vazgeçsinler. Kadinlarinsa, çocuk gelinlerle de ugrasmasi gerektigini, bunu hep birlikte yapmamiz gerektigini söylüyorum.

Irk, din ve mezhep üzerinden siyaset yapilmasini dogru bulmuyorum.

Kürtlerin bu tavirlarinin Türk solunda da kirilma noktasi yarattigini, siyasetin odaginda insanin olmasi gerektigini düsünüyorum. ‘Yoksullugun dini irki olmaz’ sözü öylesine söylenmis bir sey degil. Benim inancim esitsizlikle ve adaletsizlikle mücadele üzerinedir. Insanlarin yasam mücadelesi nasil kolaylastirilabilir? Benim var olus derdim bazi degerleri koruyarak o dengesizligi en aza indirmek.

Kadinim ve sekülarizme inaniyorum. Ben onun sayesinde ve verdigi güçle savasabiliyorum. Türkiye’nin komsu oldugu cografyada laiklik elmas degerinde. Yoksul bir kiz çocugunu bir kadin yargica (Sn. Ülker kendisini kastediyor)(*) dönüstüren seyin seküler bir devlet anlayisi oldugunu düsünüyorum. Bundan vazgeçmem.”

(*) yazarin notu


Haber NO: 851

Kategori: Vatan Gazetesi