Yazdırma tarihi : 16.01.2025

“Erisilmez Gücün” SONU

Tarih: 30.12.2013 20:25:22


Oyunu, üst üste artirarak son seçiminde yüzde 49 alan ve ona dayanarak, “erisilmez güce” ulasan R.T.Erdogan’in durumu, yüzde 53 gibi rekor bir oyla basbakanlik yapmis Süleyman Demirel’in politik geçmisini animsatiyor!
 


Demirel’in 1975’teki “hayali ihracat” yolsuzlugunda oldugu gibi “17 Aralik yolsuzluk operasyonu” da, Basbakan Erdogan’in düsüsünün baslangicidir. Dönelim, CHP Merkez Yönetiminde ve mecliste oldugum ve olayi belgeleriyle içinden bildigim Demirel’in 1975’teki olayina; Önce altini çizmem gerekir ki, yegeni Yahya Demirel’in hayali ihracat yolsuzlugu Demirel’in Basbakan oldugu 1975’den bir yil önce hem de Ecevit-Erbakan koalisyonu hükümette iken 1974’de olmustu. Üç bakaninin oglunun içinde oldugu 17 Aralik sorusturmasina esas olan, yolsuzluk ve rüsvet suçlamalari ise, R.T.Erdogan’in basbakanligi sirasinda oldu.
Yegen Yahya Demirel’in degersiz mobilyalari “yurt disina ihraç ettim” diye, karsiliginda tesvik fonundan 10 milyonlarca dolar aldigi yolsuzluk dosyasi ortaya çiktigi 1975’ten sonra Süleyman Demirel, halkin indinde bir daha “O Demirel” olamadi. O Demirel ki, Keban Baraji basta bu gün övündügümüz hemen bütün barajlarin temelini atan, Eregli-Iskenderun Demir Çelikler, Aliaga ve Izmit Rafinerileri, Seydisehir Alüminyum ve benzeri sanayi alt yapi yatirimlari ve daha onlarca kalkinmanin agir taslarinin, bir anlamda sahibiydi. 12 Eylül darbesiyle magdur duruma düstü, hapis yatti. Geri döndü tekrar sandiktan çikti, Basbakan oldu, Cumhurbaskani oldu. Ama arik seçmen indinde,“hayali Ihracat” olayi öncesi “ O Demirel” hiçbir zaman olmadi, olamadi. En son basbakan oldugu 1991 seçiminde aldigi oy ancak yüzde 27 idi. Üstelik hem de kendi siyasal çizgisine sahip çikan yani muhafazakâr demokratim diyenlerin inkâriyla karsi karsiya kaldi.
Gelelim R.T.Erdogan’a; 2003’te Basbakan oldugundan beri, Menderes’in, (kendi kabul etmese de) Demirel’in yani, muhafazakâr demokrat politikanin, son ama yeni mirasçisiydi. Öyle oldugu için üç seçimdir merkez sag seçmenin sahiplenmesiyle, oyunu artirdi. 2014 Agustosunda da, Çankaya’ya çikmanin heyecaniyla “yoluna devam” ediyordu. Artik, tek basina, her seyi ve herkesi emri altina aldigindan hiç süphesi yoktu. 17 Aralik 2013 sabahi uyandigindan bu yana, iste bu yüzden “Demirel 1975” gibi omuzlari düstü ve sanki bir kötü rüya görmüs gibi dagilmis durumda. Bu gün gibi animsiyorum, Demirel haberi olmadigi ve kendinden önceki bir yolsuzluk olayi oldugu halde sorumluluguna yakisir bir tavir gösterdi. Hukuk içinde kalarak kendisini savundu. Asla suçluyu kendi disinda aramadi. Suçu yarginin, polisin, kamu kurumlarinin üstüne atmaya kalkismadi.
Ilk kez Türkiye, 17 Aralik sabahi bir gün öncesine dek, bütün gücüyle destekledigi ve övündügü yarginin ve polisin içinde “çetelerin” varligindan söz eden 11 yillik bir Basbakan görüyor; Basbakan, nerdeyse kabinesinin üçte birinin kendileri ya da yakinlarinin karistigi saviyla yürüyen sorusturmanin yargi sürecine karsi hedef saptirma çabasina girdi. Pakistan’a giderken Trabzon’da yaptigi konusmada, hemserilerinin gözünden 17 Arali yolsuzluk dosyasini düsürmek için Karadeniz otoyolundan basladi, saymadik yürüyen proje birakmadi. Ne var ki, ne kendi yüzünde ne halkta eski güvenli ve sicak bakis vardi! Belli ki gitmeden ugradigi kader arkadasi Cumhurbaskanini bile yaninda görmemisti. Yurda döndügünde de, solgun ve donuktu. Her zaman oldugu gibi yine, “Su 17 Aralik'ta hükümetimize karsi yapilan bu operasyonlarda bilesiniz ki bunun perde arkasi milli iradeyedir” diyerek, 16 Aralik aksamina dönmek istiyordu. Ama nafile, 6 ay sonra Cumhurbaskani seçilse de R.T.Erdogan, artik “0 Erdogan” olmayacak, olamayacaktir.


Haber NO: 860

Kategori: Vatan Gazetesi