Yazdırma tarihi : 15.01.2025

“asli varken taklidine kimse oy vermez”

Tarih: 6.04.2014 11:12:58


Dünyanin her yerinde oldugu gibi bizde de, sandiksal demokrasinin sonucunu etkileyen birincil etmenin, ekonomik durum oldugu bir kez daha kanitlandi:
 




















Belediye baskanlarinin seçimi olmasina karsin, sanki halk oylamasiymis gibi Basbakan bir yandan seçmeni kendiyle muhalefet liderleri arasinda bir seçime zorladi. Bir yandan da propagandasini hizmet yarisina dönüstürmeyi basardi. Eger, 2002 seçimi öncesi oldugu gibi, fiyatlarin almis basini gittigi ve issizligin tirmandigi bir süreç olsaydi, iktidar partisinin bu sonucu almasi asla mümkün olmazdi. Gerçekten de, son bir yil içinde borsada, faizlerde ve döviz kurlarinda inis-çikislar yasaniyor olsa da, halkin asil derdi as ve is konusunda örnegin 2002’de oldugu gibi bir bunalimdan söz edilemez.

Bu saptamayi, 4 ay gibi kisa süre sonraki cumhurbaskanligi seçiminin de yine bu ortamda olacagini öngördügüm için yaptim; Üstelik bu seçim, partilerin degil adaylarin dogrudan ad ve kimlikleri üzerinden tartisilacagi bir yaris olacak. Ikincisi, büyük olasilikla Çankaya’ya aday olacagi görülen Basbakan Erdogan yine, propaganda gündemini agirlikli olarak “daima hizmet” mansetleriyle boyayacak! Yine, “sahsinda” ekonomik istikrarin yalnizca kendisi ile var oldugunu ve var olacagini yüksek sesle söylemeye devam edecek!

Böyle ise, 4 ay önce görünen bu manzara karsisinda karsitlar ne yapmali? Ismet Inönü’nün bir ilkesini animsatmak istiyorum: “her sabah kalktigimda gündemde en acil ne varsa baska seye bakmam” dermis. Cumhurbaskani Gül’ün dediklerinden anlasiliyor ki, nisan sonuna kadar gündemde, AKP’nin adayinin kim olacagi yer alacak. Öyleyse, özellikle ana muhalefet söylemini ve tavrini çok dikkatli ve hesapli yapmalidir. Söz gelimi, kendi elinde olmadigi halde, R.T.Erdogan’in adayligini engellemek için bir isgüzarlik içinde görünmek, seçmen indinde kime yarar, kime zarar verir bilinmez! Ya da, daha yerel seçim sonuçlari bile kesinlesmemisken “sivil kimlikli bir aday konusunda görüsmeye açigim” gibi erken yanlislara düsmemek gerekir. Yerel seçimde AKP’nin oyu yaklasik yüzde 5 düstügü için R.T.Erdogan’in aday olursa birinci turda seçilemeyecegi sanisini simdiden yaymanin da, kime yarari, kime zarari oldugunu yine kimse söyleyemez.

Cumhurbaskani Gül’ün söyledikleri gerçeklesirse, mayis basinda nelerin olacagi henüz belli degil; Abdullah Gül, AKP’nin basina mi gelecek yoksa tasfiye mi olacak? Dolaysiyla, ana muhalefet için bu durumun da açiga çikmasi, cumhurbaskanligi seçimindeki politikasini belirleyecektir. Dolaysiyla simdiden bu belirsizligi etkilemeye çalismak ya da, bunu tartisir bir tutum takinmak dogru olmaz. Hem cumhurbaskanligi, hem AKP Genel Baskanligi (ki, 2015 seçiminde Basbakan adayi olacak) adayliklari belli oldugunda ana muhalefet, kimin nereye aday oldugu ve aralarinda neler geçtigini degerlendirerek, ona göre propaganda kampanyasi götürmek durumundadir.

Simdi mayis ayi basina dek ana muhalefetin yapmasi gereken, yerel seçim sonuçlarini dogru-dürüst ve olabildigince yansiz tartismaktir. Elbette Genel Baskan, iç elestiriye firsat veren bir özgüven içinde olmalidir. Partinin 2009’a göre daha basarili oldugu söylenebilir. Ancak, merkez sag oylara dönük aday belirlemelerin, umulan sonucu vermedigi de açik. Hele ki, MHP tabanindan "sanilanin tersine" bir kayma oldugu görülüyor. En olumlu gelisme, yeni seçmenlerden yani genç nüfustan alinan oransal yüksek destektir. Bu gelecek seçimlerde, hem ülke hem de parti için iyimserligi artiricidir. Ancak bu yönelis, partinin çekiminden çok Gezi’den bu yana genç kusaktaki bilinçlenme ve sorumluluk alma egiliminin yükseldigini gösteriyor. Anlasilan o ki, giderek etkisi artacak olan yeni ve genç seçmen kitlesi, CHP’den daha ilkeli ve içerikli bir sosyal demokrat parti olmasini istiyor. Deneyimlerim beni su konuda hep hakli çikardi: “asli varken taklidine kimse oy vermez”


Haber NO: 874

Kategori: BiGazete