Özellikle, Genç Kusagin sosyal medyaya yansiyan tepkileri, duygularini dile getirirken, 302 alinlari ter içindeki canin, yer altindaki yitisinin iç yüzünü de sergiliyor. Bu nedenle, elim olayla ilgili duygu ve düsüncelerimi açiklamak için, ilk saat ve günlerin sicakliginin geçmesini bekledim. Hem madenciligin gelismis ülkelerdeki eristigi düzeyi ögrenmeye çalistim. Hem de, yillardir Türkiye’de yasananlar karsisinda en üst düzeyden (hükümetler ve parlamento) ne yapilmis, onu arastirdim. Saptayabildigim iki önemli konuyu okurlarimla paylasmak istiyorum; Birincisi, Basbakan R.T.Erdogan’in, “önergesinde Soma’nin adi bile geçmiyor” dedigi CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel ve arkadaslari tarafindan “Soma’daki tüm maden ocaklarinda meydana gelen is kazalarinin ve yasanan ölümlerin sorumlulari ile nedenlerinin arastirilmasi” amaciyla 23/10/2013 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Baskanligina vermis oldugu önerge. Ikincisi de, uzun yillardir güncel yazi yazmayan üstat yazar Çetin Altan’in, belgesel yazisi. CHP Grubu, Milletvekili Özgür Özel’in o önergesini, geçen Nisan ayinda yeniden gündeme getirmis. MV Özel de, parti grubu adina yaptigi konusmada, elinde madenci baretiyle sunlari söylemis: “yinelemek istedigimiz arastirma önergemizin gerekçesi, son zamanlarda Soma’da, can kayiplarina neden olan kazalarin nedenlerini ortaya koymak ve alinmasi gerekli önlemleri saptamaktir”. Bu önerge geçen yil ekim ayinda oldugu gibi 20 gün önce yine AKP grubunca ret edilmis. Böyle bir arastirma olsaydi neler ortaya çikacakti? Bu soruya en özet yaniti, elim kaza dolaysiyla yaptigi açiklamada sanayici Ishak Alaton veriyor: "Kömür çikarmak için artik kazma ve kürekle adam gönderilmiyor. Almanya gibi çogu ülke, bunu çoktan asti. Onun yerine robotlari kullaniyor. Herhangi bir olay karsisinda makineyi kaybediyor, insani kaybetmiyor”. Kazadan 4 gün sonra kameralarin karsisina çikan Soma Holdingin patronu ise, sirketinin teknik düzeyini adeta övercesine sunlari söylüyor: "1984 senesinden itibaren Soma bölgesindeki küçük bir maden isletmesini alarak madencilige devam etme karari aldim. Yaklasik 30 sene zarfinda küçük bir isletmeden 6 bin kisi civarinda çalisani olan büyük bir isletmeler grubuna dönüstük. Madencilik hayatimda öncelikle önem verdigim tek sey. Elde ettigim gelirlerin tümünde islettigim madenlerin gelistirilmesinde, arkadaslarimin hayat standartlarinin yükseltilmesinde, her türlü kaza riskinin maksimuma (minimum demek istiyor olmali) indirmek için harcadim. Hayatimin en büyük izdirabini yasiyorum". Yani en büyük sirketimizde bile, hala insan eliyle kömür çikarilmaya devam ediliyor ve edilecek! Çetin Altan’in sözünü ettigim yazisi da bu durumu belgeliyor: “1947 yilinda bendeniz de inmistim dayimin kömür maden kuyusuna. Önce inis sahanliginda 20-30 metre sonra tünel daraldikça daraliyor, yeri sular kapliyordu ve bir madenci yere yatmis, elindeki kazmayla kömür kaziyordu. Bendeniz de onun yanina yatmis, ona iyi çalismalar dilemistim. Günümüzde dünyadaki maden isletmeleri nasil isletiliyor? Ola ki birileri bir röportaj yapar da ögreniriz”. Sayin Altan, sizin-bizim ögrenmemizin bir anlam ve önemi yok ki! Nasil olsa, 2014 yilinin Agustos ayinda cumhurbaskanimiz olacak basbakanimiz R.T.Erdogan en dogrusunu biliyor zaten; “bu meslegin fitratinda ölüm var zaten!”
|