Daha dogrusu saptama degil, seçmenin hiç degismeyen bir gerçegi; Dünyanin her yerinde oldugu gibi, Türkiye’mizde de, seçmenin oyunu kullanirken birincil gerekçesi, “as ve is” derdidir. Sovyetler birliginin Moskova’da çökmesiyle, vahsi kapitalizm (bir anlamda 500 büyük para babasi) ekonomik yasami, küresel boyutta eline geçirdi. Siyasal partiler arasindaki yaris ta, “sosyalizm-kapitalizm, sag-sol” gibi ilke, amaç ve hedef farkliliklarindan çikip, salt partiler, hatta liderler arasi yarisa dönüstü. Öyle olunca, “insan haklari, özgürlükler, demokrasi, hukuk devleti” gibi soyut konular, seçmenin gündeminden nerdeyse çikti! Dolaysiyla, elindeki tek sonuç alacagi “sandik silahini” yani “oyunu” da, buna göre kullanir oldu. Üstelik öyle uzun dönemli gelecek için de düsünmeye artik hiç sabri da yok. Sandiga giderken tek düsündügü, “yarin kimden nasibini isteyecegi, kimin iktidar olacagi”! Yani kazanacak ata ganyan oynamak zorunda oldugu!
Üç seçimdir, oyunu artirarak seçim kazanan AKP, daha dogrusu R.T.E, bu gerçegi daha 1994’de üç parçaya bölünen sosyal demokratlarin sayesinde, aldigi yüzde 23 oy, yani seçmenin sadece üçte birinden azinin destegine karsin, Istanbul’a belediye baskani oldugunun ertesi günü gördü. Ne idi o, özellikle bizim gibi henüz demokrasiyi bütün kurum ve kurallariyla özümsememis, yokluk ve yoksullugun hâkim oldugu toplumlardaki gerçek? Iktidari bir kez ele geçirdikten sonra, onu, bir daha “elinden alinamaz güce” dönüstürebilirsen, “mutlak iktidara” ulasirsin! Yeter ki, seçmenin, etkisinde kaldigi dinî, etnik ve mezhep farkliliklarindan gelen ezilmisligini ve ezikligini olabildigince istismar etmeyi, onuruna yakistirabilir ve içine sindirebilir ol!
Bunca bilgiçligi (belki saçmaligi) niye yazdim; medyada bir haber, hem içimi sizlatti, hem de, kirk yillik politik geçmisimi bir kez daha sorgulamama neden oldu. Ve bir kez daha, bu durumun baslica sorumlularinda olmamin tonlarca agirligini sirtimda hissettim. Haber su: “Dün Sayin Kiliçdaroglu'nun bir açiklamasi vardi, ‘hedefimiz yüzde 35’ dedi. Düsünün, Ana Muhalefet Partisi olmaya aday Ana Muhalefet Partisi liderinden bahsediyoruz, hedefi bile Ana muhalefet partisi olabilmek. Dünkü açiklamayla Sayin Kiliçdaroglu CHP'nin seçimin kaybedeni oldugunu deklare etmis oldu.”
Sunu hemen animsatmam gerekir; Siyasal partilerin varlik nedeni, “iktidar olmaktir”. Ister ana muhalefet olun, ister henüz baraji geçememis meclis disinda bir parti, her seçimde basa güresmek, seçmen gözünde, iktidar yarisinda olmaniz gerekir. Dolaysiyla da, seçime giderken, herkesten önce, partinin basindaki kisi, sonra üst yönetimi ve de örgüt baslari, hedeflerinin, iktidar oldugu bilincinde ve kendilerine güvenmek zorundadirlar. Hiçbir pehlivan “yenilecegim” diye, mindere çikmaz. Kendine güvenmeyen takim, tribünlerde, yeminli taraftarindan baska seyirci bulamaz.
|