Yazdırma tarihi : 15.01.2025

Konum ARINÇ degil, ÜLKEM!

Tarih: 6.04.2015 16:09:42


KP’nin birinci siradan kurucusu ve halen hükümet sözcüsü ve de Basbakan Yardimcisi
 



Aolan Bülent Arinç’in, son bir aydaki iki çikisi (konusmasi), oyunu artirarak üç seçimdir iktidarda olan bir partinin nasil ve neden bu hale geldigini açikça belgeliyor. Içerde ve disarda akli basinda herkes Türkiye’nin bu gün karsi karsiya oldugu kaygili durumun, esas olarak iki sorundan kaynaklandigini görüyor: Birincisi, 17-25 Aralik gerçegiyle gün yüzüne çikan, kamu yönetiminin içine düstügü yolsuzluk ortami. Ikincisi de, izlenen dis politika yüzünden, gelinen çikmaz ve yalnizlik.

Arinç’in, Gökçek ile ilgili suçlamalari ve eger sözünde durursa, 7 Haziran’dan sonra açiklayacaklari, ülkenin içeride, (hem de en üst düzeyden), nasil bir bataga sürüklendigini belgeliyor. Yine Arinç’in, geçen haftaki seçimden sonra, Israil’in Kanal 2 televizyonuna yaptigi su açiklama da, ülkemizin barisik oldugu ve güvendigi, ne bir Orta Dogu ve Arap ve ne de Batili ülke kaldigini belgeliyor. Iste, bes yil önce Nobel Baris Ödüllü ve kadim Türkiye dostu Cumhurbaskani Simon Peres’e “van minüt” kabadayilik gösterisiyle baslayan, bence çevremizdeki bütün sorunlarin baslangiç noktasi olan Israil’le gelinen bu günkü durum konusunda Basbakan Yardimcimizin söyledikleri, “Hiçbirimiz antisemitik düsüncelere sahip degiliz. Antisemitizm Türkiye’de hiçbir zaman zemin bulmamistir. Bununla da iftihar ediyoruz. Dogrudan dogruya bir Yahudi karsitliginin ya da bir inanç olarak Musevi karsitliginin Türkiye’de hiç kimsede bulamazsiniz”. Hükümet sözcümüz bu sözlerine, “cumhurbaskanimizin özel düsünceleri disinda” diyerek baslamasinin da ne anlama(!) geldigi açik.
Dikkatle ve derinligine okursak, bu satirlarda Sayin Arinç’in, ülkenin bu iki temel sorunun da asil sorumlusunun, önyargilarindan ve bilinen saplantilarindan kurtulamayan R.T. Erdogan oldugunu, ima ettigini görebiliriz. Basbakan Yardimcisi Arinç, bu gerçekleri, yillar sonra su bir-kaç aydir mi, gördü? 3 Kasim 2002 seçiminden sonra kurulan Abdullah Gül’ün basbakanligindaki AKP’nin I. Hükümetinden beri, sonra da 2003’de R.T. Erdogan basbakan olduktan bu güne kadar, içerde ve disarda, her uçan kustan R.T.E ile birlikte ilk bilgisi olanlarin basinda elbette Bülent Arinç vardir. Böyleyse, neden ve niçin düne kadar “üç maymunu” oynamistir! Bu soruyu Arinç’i suçlamak için açmadim; Bu yaziyi kafama taktigimdan beri, 40 yili asan parti yasamimi, olumsuz kilometre taslariyla, bir kez daha geri sardim. Kendi gerçeklerim gösteriyor ki, “omurgali biriyseniz, inandiginiz sürece yaninda sorumluluk aldiginiz liderinize, yeri gelince hayir diyebilirsiniz, karsi çikabilirsiniz, ama sonuçta verilen karara uyarsiniz. Ne zaman ki, ona olan (baglilik demiyorum) inancinizi yitirirsiniz, o zaman önünüze iki çikis yolu gelir: Ya partinin daha dogrusu ülkenin gelecegi için yaninda kalarak kendi dogrularinizi söylemeye devam edersiniz ve gücünüz varsa lideri yenilemenin (degistirmenin) yollarini ararsiniz, ya da ayrilip, gidersiniz.
7 Haziran’dan sonra hangi yolu seçecegini görecegiz. Ben o zamana dek, Sayin Arinç’i anlama çabami sürdürecegim. Dilerim, kendisine saygi ve güven duyanlar indinde mahcup duruma düsmez! Ancak, benim bu yazimin asil konusu elbette Arinç degil. “O”, ülkemin bu günkü gidisatindan sorumlu, önemli ve renkli fotograflardan biri. Benim derdim, yalnizca ülkemin gelecegi?


Haber NO: 922

Kategori: BiGazete