Hedef, Cumhurbaskani Erdogan’in, anayasayi “baskanlik” sistemine dönüstürebilecegi, en az 330 milletvekilini eline(!) geçirememesi. Ve 7 Haziran’in rakip ikilisinin, AKP-CHP’den önce, AKP-HDP olmasi. 7 Haziran yaklastikça, her gün daha çok tahmin edilmeye çalisilan baslik ise, “HDP’nin baraji geçip-geçemeyecegi” oldu. Gerçekten de, artik AKP’deki hizli düsüs gösteriyor ki, HDP baraji geçerse, Cumhurbaskani R.T. Erdogan’in “baskanlik” sevdasi, bitmis olacak. Yok, eger, HDP yüzde 10 barajina takilirsa, o zaman da, R.T. Erdogan, hak etmedigi 60 ile 90 arasinda milletvekili sayesinde 330’u bulup, yolunun basinda, “demokrasi bizim için amaç degil, araçtir” dedigi hedefine ulasmak için önünde engel tanimayacaktir.
Zaten böyle oldugu için, hem açikça anayasaya aykiri bir partizanlik söylemiyle seçim propagandasi yürüten Cumhurbaskani R.T.E. hem de basbakanlik yaftasi altinda kendini R.T. E’ye adamis A.D. her gün daha da saldirgan bir dille HDP Es Baskani Selahattin Demirtas’a yüklenmekteler. 17-25 Araliktan bu yana, yolsuzluk ve rüsvet yüzünden seçmen tabanlarinda MHP ve CHP’ye dogru kayisi önleyemediklerini görünce ümitlerini, HDP’nin hiçbir demokraside görülmemis yüzde 10 barajina takilmasina baglamis durumdalar.
Bu durum, yillar sonra geç de olsa, halkin gerçek gündemi as-is sorununu öne çikarmayi basaran ve öylece hak ettigi oyu almayi bekleyen CHP’yi, daha dogrusu CHP’ye oy verme egilimindeki seçmeni düsündüren bir soruya neden oldu. Yorumlar degisik olsa da uzun seçim deneyimlerim bana da, özellikle Es Baskan Selahattin Demirtas’in son cumhurbaskani seçiminden beri göstermis oldugu çabanin oyunu artirmadaki katkisina karsin, HDP’nin sosyal demokrat seçmen tabanindan oy almadikça, baraji asmada zorlanacagini gösteriyor. Açikça dillendirmedigi halde, daha önce CHP için kollari sivamis birçok öncü, aydin sosyal demokratin, “önemli olan CHP’nin yüzde 1-2 oy daha fazla almasi degil, HDP’nin baraji geçmesidir” yorumlarini paylastiklarini gözlemliyorum. Demokrasi geçmisimizde hiç görmedigimiz ve hatta hiç tahmin etmedigimiz bir gerçekle karsi karsiyayiz. 92 yil ve 15 genel seçim geçirdikten sonra, yüzde 99’u Müslüman olan, ilk ve tek, laik demokratik Türkiye Cumhuriyeti, bir yol ayirimina gelmis durumda. Basta demokrasi, her alanda hedefi “çagdas uygarlik düzeyine ulasmak” olan Türkiye’miz, aile boyu “Tek Kisiye” emanet edilmekle karsi karsiya kaldi. Kanimca demokrasi yoluna girmis hiçbir ülkede bu “terslik” görülmedi ve görülmez de!
Bunlari yazarken bile, kulagimda Es Baskan Selahattin Demirtas’in bir televizyon konusmasinda, “8 Haziran sabahi, HDP yüzde 9,9 da kalirsa, bu yalnizca bizim degil, bütün partilerin, bütün demokratlarin sorunu olacaktir” sözleri var! Bu sözleri, propaganda amaçli sayabilirsiniz, ya da ciddiye alir, benim gibi endise duyarsiniz. Dilerim, 8 Haziran sabahi korkum bosa çikar!
|