|
Ne var ki, ben hala HDP’nin sinirda oldugu sanisindayim. Kullandigi ince üsluba bakilirsa, Baskan Kiliçdaroglu’nun, CHP’den HDP’ye oy kaydigi gerçegini görerek, “artik yeter” dedigi anlasiliyor! Sanki bu sözünün arkasinda, HDP’nin yüzde 10’u geçememesi halinde, R.T. Erdogan’in “durdurulamayacagi” tehlikesinin varligi seziliyor.
Bende de, o kaygi hala kalkmis degil. Geçen haftaki yazimi söyle bitirmistim: “Yillar sonra CHP’nin yüzde 30’un üzerine çikmasi, ben ve benim gibi milyonlari, olaganüstü sevindirecektir ama korkum, bundan dolayi, HDP’nin baraj altinda kalmasidir!” Birlikte çok seçim yasadigimiz ve seçmen egilimlerini dogru okuyan deneyimli CHP’lilerden, bu kaygimi paylasanlar oldu. Hatta bakanlik yapmis olan bir arkadasim, bu hafta da, ayni konuda yazmam için, “elindeki son anketlere göre, HDP’nin baraj konusunda kritik durumunu sürdürdügünü” söyledi.
Öte yandan, HDP baraji geçtiginde hayallerinin tümüyle suya düsecegi korkusuna kapilan Cumhurbaskani için, MHP Genel Baskani Bahçeli sunlari söylüyor: “artik yasa, anayasa filan dinlemez, ipten kaziktan kopmus durumda”. Gerçekten de, eline geçirdigi tüm devlet gücünü ve kamu kaynaklarini, özellikle HDP Genel Baskani Selahattin Demirtas’in üzerine sürmüs, gözüküyor.
Kirli propagandanin kitleler üzerinde ne denli etkili oldugunu en iyi, CHP’nin son üç kusak yetkilileri bilir. Onlardan birisi olarak, en üst düzeyden bu denli kirliligi, ilk kez gördügümü, söyleyebilirim. O kadar ki, kirlilik, artik tam bir politik ahlak bunalimina dönüsmüs durumda. En kutsallari, en yüksek degerleri, bundan önce hiçbir politik kadro bu denli istismar etmemisti.
Bunlarin(!) kesinlikle durdurulmasi zorunlulugu vardir. Bu nedenle, bu seçim, sandiktan baska bir silahi olmayan laik demokratik cumhuriyetçilerin, “partili duygusalliklarini” asma zamanidir.
|
