Yazdırma tarihi : 15.01.2025

Yarim yüzyillik CHP`li Dogan, neden?...

Tarih: 25.10.2015 10:06:33


Celal Dogan, 68 kusaginin en ayagi yerde solcularindandi.
 




1977’de Gaziantep milletvekili seçildiginde tanidim. Deniz Baykal’la birlikte Ecevit’in “yalnizlasma” yanlisligina karsi çiktigimizda bize katilmadi. Baykal gibi, 12 Eylül Darbesi'nin Zincirbozan’a sürgün ettigi bes CHP’liden biri de oydu. Ecevit Hamzakoy sürgününden döndügünde “CHP tarihi misyonunu tamamlamistir" deyip partiyi birakip gittiginde, Baykal’in önderligindeki “degisimci ve yenilikçi” kadro hareketine katildi. Sonrasi o basarili Gaziantep Belediye Baskanligi... Celal Dogan tarafsizligi ile bilinen Vikipedi Ansiklopedi'sinde söyle tanitiliyor:
“1989-2004 yillari arasinda Belediye Baskanligi görevini sürdüren Dogan sayesinde Gaziantep çagdas, modern ve tüm belediyeler tarafindan model alinan bir sehir haline gelmistir. Gaziantep onun döneminde yapilan 272 tane proje sayesinde Avrupa kentleri arasinda yerini almistir.”
O Celal Dogan, CHP’nin basarisi için partiye katkisini sürdürmek amaciyla, 2007 seçimlerinden bu yana, genel ve yerel seçimlerin hepsinde ve parti üst organlarinda görev almak istedi. Genel Baskanlar ve Merkez Yönetim Kurulu düzeyinde olan güvenilir, güçlü ve sicak iliskisine karsin, 6 Haziran sabahina kadar bir kez olsun aranmadi ve öneri almadi.
1 Kasim seçiminde, Halklarin Demokratik Partisi (HDP)’nin Istanbul 2. Bölge liste basi adayi olarak bir televizyon kanalinda izlerken, bir kez daha bunlari animsadim. 7 Haziran’da HDP’nin adayi oldugunda da, bunlar aklima takilmisti. Çok iyi tanidigim için kendime sunu sormustum:
Neden ve nasil oldu da, yarim yüzyillik CHP’li Celal Dogan, HDP’nin adayi oldu? Celal Dogan’in, simdilerde çogunun yaptigi gibi, sirf “milletvekili olmak için” partisini biraktigini hiç kimse söyleyemez ve hatta düsünemez. Öyleyse, daha ciddi ve kendince önemli bir gerekçesi olmaliydi? Iste o tv söylesisinde Celal Dogan bunun yanitini, bence verdi. Gerekçeleri üç cümleyle özetlenebilir: Birincisi, hiçbir zaman yitirmedigi özgüveni ve cesaretiyle, ülkesinin karsi karsiya oldugu bu günkü siyasal bunalimdan çikisa katki yapabilecegine olan inanci. Ikincisi katkisini disardan akil vermekle degil, milletvekili olarak sorumluluk ve görev almakla yapabilecegine olan inanci. Üçüncüsü de, madem kendi partisinde bu olanagi bulamadi, siyasal çizgi ve ilkelerine yakin bir baska partide de olsa, hizmet verebilecegine inanci. (Üstelik dogrudan bilgime göre, HDP’nin önerisinde, ‘kazandiginda partisine dönebilme’ seçenegi de var.)
Son dört haftadir yazdiklarimin basligi hep, “1 Kasim seçiminin kritik partisi yine HDP’dir” idi. Çünkü kaygim, özellikle Ak Saray'la birlikte ve onun emrindeki AKP’nin ellerindeki iktidar gücünü sonuna kadar kullanarak HDP’yi barajin altina düsürmeye çalismasi. Tablo ortada. Celal Dogan’i, o tv söylesisinde dinleyene kadar ben anketlerin verdigi “baraj sorunu olmadigi” bilgilerine kuskuyla bakiyordum. Onun sözlerinden çok, gözlerinden, R.T. Erdogan’in 1 Kasim aksami bir kez daha yikilacagini ve üçüncü raunt için, bir daha yeniden seçim için ayaga kalkamayacagina inanir gibi oldum. Umarim Celal Dogan mahcup olmaz. Ama çok daha önemlisi, -dileriz- büyük olasilikla kurulacak CHP-AKP Koalisyon Hükümeti, R.T. Erdogan’i laik demokratik cumhuriyetin anayasal sinirlari içine çekebilir!


Haber NO: 953

Kategori: BiGazete