Yazdırma tarihi : 24.01.2025

Genç Kal Dünyayi Degistir?

Tarih: 28.12.2015 18:30:40


Daha önce, Daglica’da ögle saatlerindeki PKK’nin katliamini 7 saat sonra Konya’da
 


maç seyrederken haber almisti. Suruç katliamini da, 20 Temmuz Kibris Baris Harekâtinin anma gümü dolaysiyla Lefkose’de olan Cumhurbaskanindan duymustu! Hiç kuskum yok, Rus uçaginin düsürülmesini de, AK Saray’a bagli çalisan “iç kabine” araciligiyla yine oradan ve saatler sonra ögrenmistir. Kimden söz ettigimi elbette anlamissinizdir. “Türkiye Cumhuriyetinin Basbakani, Ahmet Davutoglu”. Disisleri Bakani oldugundan bir süre sonra “kirati” ortaya çiktiginda sunlari yazmistim:
xxx

Isgüzarin Biri mi?

Adalet Partisinin uzun iktidarlari süresince, Disisleri Bakani hep Ihsan Sabri Çaglayangil idi.
Meclise ilk girdigim yil, 1950 sonrasi tarihimizin en girift sorunuyla karsilastik. Hâlâ uluslararasi iliskilerimizi etkilemeye devam eden Kibris Baris Harekâtinin kararini veren 1974’teki Ecevit hükümetinde bakandim. R.T. Erdogan’in, sayesinde buralara geldigi Erbakan Hocanin Milli Selamet Partisi (MSP) ile CHP’nin o koalisyon hükümetinin Disisleri Bakani da, zamanin en ünlü hukukçu politikacisi Turan Günes’ti. AKP iktidari öncesi, Mesut Yilmaz, Erdal Inönü, Murat Karayalçin, Hikmet Çetin, Deniz Baykal, Ismail Cem gibi Genel Baskanlik düzeyinde deneyimli politikacilar bu görevi üstlendiler. 2007’de Cumhurbaskani olana dek Abdullah Gül de, AKP hükümetlerinin Disisleri Bakaniydi.

Ya milletvekili ya da parti yöneticisi olarak 1973’den bu yana, dis iliskilerimizdeki olaylara olabildigince sorumlu ve az karismayi yegledim. Çünkü dis politikada yapilan hatanin, faturasinin çok agir oldugunu en yakindan ögrenmistim. Sorumlu yere geldiginizde verilen ilk ögüt, “dis iliskilerde eylemden daha önce agizdan çikan sözün, sonucu belirledigi” idi. O nedenle gelismis ülkelerde oldugu gibi cumhuriyet döneminin hemen tüm disisleri bakanlari her zaman, basbakandan sonra kabinenin çoklukla ikinci deneyimli, bilgili, kisilikli ve etkili politikacisi olmustur.

Son üç aydir yasanan sorunlar açikça gösterdi ki, Ahmet Davutoglu, Basbakanin sanki bakani degil de “hariciye kâtibi” yani bu günün benzetmesiyle “disisleri sekreteri” gibi. Sizdiranlara göre, AKP içinde de ciddi rahatsizlik yaratan bu tavri, Davutoglu’nun, zayif kisiliginden ve politik deneyimsizliginden kaynaklaniyor. Oysa Aksehir gibi Konya’mizin Taskent’i de, tarihimiz boyunca dünya görüsü yüksek, sagduyulu ve aydin kafali insan çikarmakla taninir. Bogaziçi Üniversitemiz de, gelismis ülke bilim kuruluslari arasinda seçkin bir yere geldi. Göreve basladigi ilk aylarda, iç ve dis kamuoyundan, yazili ve görsel medya çevresinden de, ciddi bir destek aldi. Bütün bunlara karsin, Disisleri Bakani Ahmet Davutoglu daha bir yilini doldurmadan dis islerde “sifir sorun” derken, dista da, içte de sorun yaratir duruma geldi. Nedeni ise çok gizli degil; Ilki, yükselme ve öne çikma çabasi içinde popülist bir söhret sevdalisi. Ikincisi de, politikada ve devlet yönetiminde yükselmenin, yetenekli ve deneyimli olmaktan degil de, “BIRININ” etegine yapismaktan geçtigini, aklina sokmus bir makyavelist. Evet, R.T. Erdogan’in gözüne girmeyi çok erken basardigi bir gerçek. Basbakanin, “her konuda tek bilen benim” demeye basladigi 2007 seçim sonrasi, “danisman” adi altinda, “akil-fikir” veren degil, aldigi emirleri tekrar eden bir Ahmet Davutoglu’na ihtiyaci vardi. Belli ki, O’da bu firsati herkesten önce gördü. Tarih, 19.02.2012
xxx

Bunlari niye animsattim? 7 Haziran seçiminden bu yana ülkemizde olanlar, Birinci Dünya Savasindan beri olmadik kadar, kanli, acili ve tehlikeli bir tirmanisin içinde. Bu “KISI” sanki birakin bir basbakani, siradan bir milletvekili kadar bile, görev, sorumluluk ve hatta bilinç içinde degil sanki! Ya, çocukça daldigi hayal dünyasindan çikma yetisini ve yüregini yitirmis durumda, ya da, söhret ve post tutkusu yüzünden bilerek isteyerek AK Sarayin, propaganda sekreterligini, kabullenmis ve içine sindirmis durumda. Kaniti mi, Istanbul, Izmir’i bilmiyorum. Son bir aydir, içerde ve disarda, her sey kontrolden çikmis giderken, ülkenin Basbakani, Ankara’nin bütün ana caddelerindeki propaganda afislerinde, o sahte gülücüklü fotograflariyla, boy gösteriyor: “Genç Kal Dünyayi degistir”, “175 toplu temel atisina çagri” vb. Derin kaygi ve huzursuzluk içindeki yurttasla sanki dalga geçen bir Basbakan(!).


Haber NO: 962

Kategori: BiGazete