Bu hizda tirmanirsa ki, öyle gözüküyor, adlarinin ötesinde, makamlarina da güven kaybolacak! Son bir-kaç haftadir birbirlerine layik gördükleri bazi sifatlari, yarim yüz yila yakin birlikte çok yakin görev yaptigim, ne Bülent Ecevit’ten, ne Süleyman Demirel’den, ne Turgut Özal’dan, ne Erdal Inönü’den, ne Necmettin Erbakan’dan ve ne de Deniz Baykal’dan duydum. AK Saray’da görev yapan politikacinin gençliginden beri bazi sifatlari kullanmaya aliskin oldugu söylenebilir. Ancak, kendi siyasal görüsümün genel baskani oldugu için, CHP Genel Balkaninin, neden bu yanlisin rüzgârina kendisini kaptirdigini anlamakta zorlaniyorum. Hadi, son kurultayda oldugu gibi kendi seçim telasina düstügünde, partizan delegelerin oylarini almak için bilerek ölçüyü kaçirdi, diyelim. Ancak hizini alamamis olmali ki, karsi tarafin tuzagindan çikmamak için, bildigimiz kisiligine hiç te uymayan söylemini gittikçe tirmandiriyor. Belli ki, AK Saray “baskanlik” için varini yogunu ortaya koymus, parlamenter sistemi ortadan kaldirmaya ve “tek basina, aile boyu tek elden” ülkeyi yönetmek için anayasayi degistirmeye azmetmis! Belli ki, bunu da seçmene hallettirme kararinda! Nasil olsa, partisini birlikte kurdugu, bir zamanlarin kader kardesi önceki Cumhurbaskani Abdullah Gül’ün, “demokrasi sadece sandik degildir” dediginde, “evet, demokrasi sadece sandiktir” anlayisiyla, sandiktan istedigi sonucu çikaracagina emin! Nasil olsa,1 Kasimdan sonraki acili ve kanli gelismelerden ötürü, bir erken oylamada, HDP barajin altinda kalacak? Nasil olsa, Devlet Bahçeli’nin inadi yüzünden MHP’de ayni duruma düsebilir? AK Sarayin, ya olasi bir halk oylamasinda (AKP’nin su anda 317 MV var, 330’u bulmasi için diger üç partiden 13 MV ayartmasi gerekiyor), ya da erken seçimde, son seçimde oldugundan yani yüzde 50’den çok daha fazla ve hatta yüzde 70’lerin üzerinde oy alma hirsi içinde oldugu gözüküyor. Bu yüzden bu agiz dalasiyla CHP’yi, çok daha kolay yipratacaginin hesabi içinde. 2010 Anayasa referandumundan beri, bu saldirgan ve sert propagandanin, yani gündemi ve üslubu kendi tayin ettigi bir seçim ortaminin, AKP yararina sonuç verdigi de, ne yazik ki yasandi. Bu durumda, basta da belirttigim gibi bu “dalasinin” Ne CHP Genel Baskanina ne de CHP’ye yarar sagladigi, söylenebilir. Partinin ilke ve hedeflerini öne çikaran bir tartisma, sanki tamamen gerilerde kalmis gibi. Adeta, CHP bütün gücüyle ve tüm kadrosuyla, AK Sarayin bilerek içine çektigi, halki partilerden sogutan bu çirkinligin tarafi haline gelmis durumda. Ülkemiz öyle bir döneme girdi ki, parlamenter demokrasiyi sürdürebilmemiz için halkin, CHP’den baska güvenebilecegi hiçbir siyasal güç kalmadi. O nedenle, CHP’nin yakin bir tarihte seçmenin önüne gelecek sandiktan gücünü artirarak çikmasi için, Genel Baskanin bu tuzaktan bir an önce çikmasini diliyorum. CHP Genel Baskaninin, halka mal olmus sevecen, düzgün ve dürüst kisiligini gölgeleyen bu düzeysiz sertlige ve kisisel agiz dalasina, hiç ama hiç ihtiyaci yok. Seçildigi ilk kurultaydaki konusmasinda agirlik verdigi, “merdiven altindakilerin” dertlerine derman olacak yani aslinda her konusmasinda, çok da etkili bir sekilde dile getirdigi ancak bu tuzakli üslup yüzünden gazele karisan halkin gerçek gündemi as ve is konusuna öncelik ve agirlik vermesini acizane öneriyorum.
|