birakin Rusya’yi, ABD ve NATO ile bile karsi karsiya geldi. O nedenle asil neden, Türkiye içindeki kirk yil sonra yeniden basa dönen PKK kalkismasinin geldigi çok vahim durumdur. Baskentin en korunakli yerindeki olayin arkasinda, PPK’ yetkililerinin “bizimle ilgisi yok” dedigi halde, Basbakanin söylendigi gibi gerçekten PKK varsa, bazilarinin kapildigi “Suriye mi oluyoruz” korkusunu ben de duymaya basladim! Korkumun nedenlerine geçmeden, ‘hiçbir zaman bu kadar yanilmayi istemedigimi’ belirtmeliyim. Abdullah Öcalan, 12 Mart dolayli darbesi sirasinda Devrimci Gençlik (DEVGENÇ) hareketinin bir militani iken, Ankara’dan ayrilip, bölgeye ve oradan Baba Esad’in kontrolündeki Bekaa vadisine geçip örgütledigi sosyalist, Partiya Karkerên Kurdistanê (Kürdistan Isçi Partisi) yani PKK’nin tüzügündeki temel hedeflerin basinda, bu gün agizlardan düsmeyen “özerklik” vardi. Bu özerklik, öyle bazilarinin yorumladigi gibi, yerel yönetimlerin idari ve mali yetkilerini genisletmesi degil, uzun vadede bagimsiz devlete (özgür topluma) giden yolda bir asama olarak, kültürel ve siyasal özerklikti. Önce, bir toplum bilimcisinin su savinin, yüzyildir yasanan etnik savas ve çatismalarin en belirleyici etmeni oldugunu bilmemiz gerekiyor: “Anadilini konusmayan toplumlar, özgür olamazlar”. Iste, PKK’nin bölge halkinin özellikle genç kusaginda güçlenmesinin en önemli nedeni, 12 Eylül Darbeci Generallerinin anayasaya bile soktuklari anadil “Kürtçe” yasagiydi. Özal ve Demirel, Kürt Sorununu kabullendiklerinde, hala yasal yasak sürüyordu. 2007 seçimine kadar, biraz da Avrupa Birligi(AB) uyum süreci dolaysiyla, istemeyerek te olsa AKP hükümetleri anadil basta kültürel haklar konusunda bazi adimlar atti. Unutmayalim, çözüm süreci daha baslamadan Öcalan sunlari söylemisti: “Bir sinifin, bir ulusun, hatta bir azinligin çikarlarini yasal yollarla ifade etme imkâni kalmazsa, silahlar gündeme gelir. Siyasal haklarimiz bir yana, kültürel haklarimiz bile yok. Siyasi çözüm yolu bizde siddetle engellenmistir. Madem sen siddetle bu yolu kapattin, ben de simdi bu yolu siddetle açacagim. Kürt kimliginin kabulü... Iste bunu silahli mücadele sagladi. Sorun artik kendini kabul ettirmistir. Acaba simdi siyasal seçenegi gelistirebilir miyiz? Çözüm sansi verebilir miyiz? Konu budur.” Ancak, Oslo’da baslayan ve Imrali ile süren çözüm sürecinin, özellikle cumhurbaskani seçildikten sonra R.T. Erdogan’in Baskanlik sevdasiyla Dolmabahçe’de sonlandirmasiyla, PKK (kimilerine göre Imrali’ya ragmen), yeniden basa döndü ve terörü tirmandirdi. Yineliyorum, 17 Subat can pazarinda eger PKK varsa (kandil ve dis istihbarat kaynaklari yok diyor) çözüm-baris-huzur vaatleri lafta kalir? Üstelik KCK, “eger özerkligi tümden reddedip bunu isteyenleri yok etmeye kalkisirlarsa biz de ayrilmayi düsünürüz” diyebildikten sonra! Daha da önemlisi, bütün bu dehseti ve tirmanisi bir yana birakip, hala anayasal sistemi degistirme sevdasi sürdürülürse, halkin as ve is pazarinda tütmeye baslayan atesin alevlenecegini tahmin etmemek için, kin ve nefret duygularinin esiri olmak gerekir.
|