Yazdırma tarihi : 15.01.2025

Türk tipi “BASKAN” ve Türk tipi “BASKAN YARDIMCISI

Tarih: 13.03.2016 09:31:42


AK Saray’in Anayasayi “baskanlik” için degistirme hirsinin arkasinda neler var
 


, ya da olabilir? Çünkü son çikislari gösteriyor ki, AK Saray zaten, fiilen ve resmen “baskanlik” sarayina dönüsmüs durumda. Danisman adi altinda kurdugu kadro, yasama, yürütme ve yargi konusunda, tam bir isbölümü ve görev dagilimi sergiliyor. AKP, bu üç alanda da, AK Saray’in vesayeti altina girmis oldugunu saklamiyor. TBMM Baskani, Basbakan ve Adalet Bakaninin son alti aylik tutum, söylem ve uygulamalari, bu gerçegi, açikça belgeliyor.
Yani AK Saray, özellikle ülkenin en önemli ve acil iki konusunda (sorununda), dogrudan karar aliyor ve AK Saray kadrosu marifetiyle uyguluyor. Öyleyse, bu inat ve israr “niye?”. Ilk akla gelen, kendileri de, bu durumun, yemin edilen Anayasaya tamamiyla aykiri oldugunu biliyorlar. Ve anayasanin yazili kurallarindan daha önce, toplumun huzur ve refahini saglayan ilke ve amaçlari bakimindan, ahlaki ve vicdani bir sorumluluk altinda olduklarinin bilincindeler. Dolaysiyla, partiyi birlikte kurduklari ve düne kadar “kader birligi” ettigi zevat dahil, seçmenin yarisini karsilarina alarak, bu aykiriligi süresiz bir sekilde götürmenin sorumlulugundan kurtulmak istiyorlar. Bunun için de, bir an önce “anayasal bir güç” haline gelmenin telasi içindeler.
Bu nedenle, kisa süre önce söyledikleri gibi, ”alti ayda hedefe ulasmak” istiyorlar. Dolaysiyla, ya mecliste 330 sandalyeyi bulup, anayasayi degistirecekler, ya da meclisten bir erken seçim yasasi geçirerek, anayasayi referandumsuz degistirebilecek sayida (367 sandalye) milletvekili ile tek basina hükümet kuracaklar. Her iki halde de, muhalefet partilerinden yeterli sayida milletvekilinin destegine ihtiyaçlari var. Devsirme milletvekilleriyle sonuç almalarinin çok zor ve hatta olanaksiz oldugunu, politikada 43 yillik benim gibi, onlar da görüyordur. Öyle ise, ya bir parti ile uzlasacaklar, ya da beraberinde diger üç partiden yeteri sayida milletvekili sürükleyebilecek BIRI(!) ile anlasacaklar.
Partiler açisindan bakildiginda, düne kadar MHP’nin bu hesap içine girecegi sanildi. Ancak, hem 7 Haziran yanilgisi, hem de parti içi tirmanan kavga, Genel Baskan Bahçeli’yi, bu kapiyi kapatmaya mecbur etti. Suruç katliamindan beri bölgede olanlar, artik HDP ile AKP’nin mecliste bir araya gelmesini olanaksiz hale getirdi. CHP ise, basindan beri AKP’yi bir yana birakmis ve AK Saray’la ipleri koparmis durumda.
Ilk satirdaki sorumun, yani bu durumda “AK Saray, ‘Türk tipi baskanlik’ için Anayasayi degistirme inadini niye sürdürüyor” sorusunun yaniti, “beraberinde diger parti ve- veya partilerden yeteri sayida milletvekili sürükleyebilecek (kosullu) BIRINI(!)’ bulmus da, ondan”. Kosullu diyorum, çünkü o “BIRISI”, “bu isbirliginin(!), durdurulamayan TEK ADAM’in frenlenmesinin, ancak yaninda yer tutmakla mümkün olabilecegi” gerekçesine, önce kendisini sonra da kamuoyunun bir kesimini inandirmasi gerekir. Ayrica, seçmenin yarisinin oyuyla artik seçilebilecegi izlenimi yaratilan AK Sarayin yaninda, karsi yari seçmeni temsilen “Türk tipi Baskan Yardimcisi” olmakla, “laik demokratik cumhuriyetin enkazini(!) olsun kurtarmak” gibi bir gerekçenin de, artik umudunu yitirmis sade yurttas indinde, yutturulabilir bir algi firsati olacaginin, iki tarafin da “derin aklindan” geçmekte oldugunu, sezenlerdenim.
Simdi bunlari okuyunca, “saçmaladigimi” düsünmekte, yerden göge haklisiniz. O kadar ki, sizden çok daha fazla “hakli çikmanizi ve bu saçmaligin, son günlerde kapildigim korkunun etkisiyle yarattigim bir kurgu” olmasini, ne denli çok istedigimi tahmin edemezsiniz?


Haber NO: 979

Kategori: BiGazete